"Çocukların yaz tatili zehir olmasın"
- Uzm. Dr. Rifat Can Öztürk: "Ailelere 'aman' diyelim. Özellikle denize, havuza, kumsala ya da kapalı oyun alanlarına gidiyorsak bebeklerin, çocukların hijyenlerine çok dikkat etmeliyiz"
- "El ayak ağız hastalığı çok sancılı seyredebilen ve bilinen tedavisi olmayan, destek tedavisi verdiğimiz bir hastalıktır"
Çocukları yaz mevsiminin tehlikelerinden korumak için yapılması gerekenleri anlatan Uzm. Dr. Rifat Can Öztürk, güneş kremi kullanmanın, sıvı tüketiminin ve güneşten koruyucu kıyafetler tercih edilmesinin önemine dikkat çekti. Ebeveynleri 'el ayak ağız' hastalığına karşı da uyaran Öztürk, "Bu hastalık çok sancılı seyredebilen ve bilinen tedavisi olmayan, destek tedavisi verdiğimiz bir hastalıktır" dedi.
Düzce Özel Çağsu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Rifat Can Öztürk, bebekleri ve çocukları güneşin zararlı etkilerinden koruyabilmek için alınması gereken önlemlere ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Fazla güneşte kalmanın sağlıklı bir durum olmadığına dikkat çeken Öztürk, "Hava, güneş, su hayatın standartları arasında ama her şeyin fazlasının olduğu gibi güneşinde fazlası zararlı. Çocuklar, büyükler gibi değiller.
Özellikle cilt yüzeyleri geniş ve ince olduğu için güneşin etkilerinden daha fazla zarar görüyorlar. Asıl dikkat edilmesi gereken şey çocukların güneşten doğru şekilde faydalanması. Güneşte kalma süresi ilk 2 yaş için 10-15 dakika olmalıdır. Uygun güneşlenme zamanı ise öğleden önce 10.00 ile 11.00 arasında, öğleden sonra ise 16.00 ile 17.00 saatleri arasında olmalıdır. Çocuklarımızı güneşe çıkartmadan 15-20 dakika önce koruyucu güneş kremlerinin kullanılması çok önemli" dedi.
"Kremler mutlaka doğal içerikli olmalıdır"
Çocuklar için kullanılan güneş kremlerinin çok iyi seçilmesi gerektiğini kaydeden Öztürk, "Çocuklarda kullanacağımız kremler mutlaka doğal içerikli olmalıdır. Özellikle çocuklar denize, havuza girdikten sonra yeniden sürülmesi güneş çarpmalarından da koruyacaktır. Uzun süre güneş altında vakit geçiren çocuklarda güneş çarpması dediğimiz sıvı kaybı ile birlikte başlayan tehlikeli bir durum olabilir. Uzun süre güneş altında kalmaları engellenirken bol bol da sıvı almaları sağlanmalıdır. Böylece güneşin yaydığı zararlı ışınlardan uzaklaşırken D vitamini ve sağlık açısından da yararlı olacaktır" diye konuştu.
"Eğer çocuk güneş altında uzun süre kalacaksa, sıvı tüketimi 1-2 kat kadar artırılmalıdır"
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Rifat Can Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"Güneş teması, sadece çocuklar için değil herkes için belirli saatlerde ve kısıtlı sayıda olmalıdır. Güneşten koruyucu kıyafetler tercih edilmeli. İlk 6 ay bebeklerde çok daha önemli. Bebeklerde ince, zıbın tarzı ya da tül kıyafetler seçilebilir. Çocuklar hangi aktiviteyi yaparsa yapsın güneş altında yarım saat ile 45 dakikadan fazla kalınmasını engellemek önemlidir. Eğer çocuk güneş altında uzun süre kalacaksa, sıvı tüketimi 1-2 kat kadar artırılmalıdır.
Dinlenerek spor yapmaya devam etmesi, aktivitelerini yaparken ara ara gölgeliğe gelmesi, beslenme öğünlerini aksatmayacak şekilde güneşte kalınmasında bir sakınca yok. Tabii ki uzun kıyafetler terlemeyi artıracaktır. Burada en önemli konu aslında uygun kıyafet. İnce ve terlemeyi önleyici kıyafetler her zaman çok önemli. Aksi takdirde spor yapılmasında herhangi bir sıkıntı yok. Çocuklar yazın tadını doya doya çıkartabilirler."
"Bu besinler su tüketiminin yerine konulamaz"
Sıvı tüketiminin önemine değinen Öztürk, "Yaklaşık yarım litre kadar fazla su içmelerini öneriyoruz. Burada çocuğun ayı önemli. İlk 6 ay sadece anne sütü öneriyoruz. Bu aylarda çocukların başka sıvı tüketmesine gerek yok. Özellikle 2 yaştan sonra yaz döneminde yarım litre kadar suyun artırılması her zaman çok daha iyi olacaktır. Burada kafa karıştıran nokta çocukların çorba içmesi, meyve tüketmesi sıvı tüketiminden sayılıyor. Kesinlikle bu besinler su tüketiminin yerine konulamaz. Bunda da dikkatli olunmalıdır" şeklinde konuştu.
"Meyve tüketiminde dikkat edilmeli"
Yaz döneminde iştahsızlık sorununun arttığını söyleyen Öztürk, "Yaz döneminde bebeklerde beslenme bizdeki gibidir. İştahsızlığı, bir miktar beslenme bozukluğunu olağan kabul etmek gerekir. Ter, çiş, kaka gibi hissetmeden oluşan sıvı kayıpları artacağı için beslenme daha kolaydır.
Kısa öğünlere bölünerek tüketilmesi çok daha etkin olacaktır. Yaz döneminde çok zengin bir sebze ve meyve çeşidimiz var ama burada yapmamamız gereken asıl önemli konu meyve tüketiminde dikkat edilmeli. Meyve şekeri tokluk hissi vereceği için diğer öğünleri azaltacaktır. Önemli olan 3 ana öğünün olması ara öğünlerde de daha çok sıvı tarzda beslenmenin artırılmasıdır. Burada mevsim sebze ve meyvelerini kullanmak çok önemlidir. Karpuz, kavun verilebilir dönemsel olarak çıkan meyvelerden de takviye yapmak beslenmeleri artıracaktır" ifadelerini kullandı.
"Çok sancılı seyredebilen ve bilinen tedavisi olmayan hastalık"
Enfeksiyon neticesinde ortaya çıkan 'el ayak ağız' hastalığına karşı anne ve babaları uyaran Öztürk, sözlerini şöyle noktaladı:
"Yaz mevsiminde çocuklarda en çok ishal, bulantı, kusma, el ayak ağız hastalığı, suçiçeği gibi kolaylıkla birbirine bulaştırabildiği enfeksiyonlar ortaya çıkar. El ayak ağız hastalığını vurgulamak lazım. Çocuklarda ilk 3 gün dirençli, yüksek ateşli sonrasında beslenmeyi bozacak kadar ağız içinde yaralar, ellerde ve ayaklarda döküntüler ile kendini gösteren ve bazen suçiçeği ile karıştırılan bir hastalık. Ailelere 'aman' diyelim. Özellikle denize, havuza, kumsala ya da kapalı oyun alanlarına gidiyorsak bebeklerin, çocukların hijyenlerine çok dikkat etmeliyiz. Çok sancılı seyredebilen ve bilinen tedavisi olmayan, destek tedavisi verdiğimiz bir hastalıktır. Her zaman dediğimiz gibi, korkmuyoruz önlem alıyoruz."