"Ereğli'den umudum kalmadı, projelerimi bakanlıklara sunacağım"
İş insanı İsmail Günay, dosya olarak hazırladığı ve uzun süredir planladığını söylediği projelerini 2 bakanlığa sunmak için gün sayıyor…Gazetemiz muhabirine açıklamalar yapan Günay, dikkat çeken iddialarda da bulundu!
Karadeniz Ereğli ilçesinde, yaklaşık 25 senedir gayrı menkul sektöründe faaliyet gösteren iş insanı İsmail Günay, yıllardır tarımla da ilgileniyor. İlçede tarımı geliştirmek ve tarımla uğraşanlara örnek olmak istediğini anlatan Günay, ilçedeki yetkililer tarafından dikkate alınmadığını söyleyerek, verim aldığı projelerini dosya halinde 2 bakanlığa sunacağını ve yaşadıklarını anlatacağını kaydetti.
17 dönüm tarlaya ektiği bal kabağından yaklaşık 40 ton hasat beklediğini ve 250 bin lira gelir elde edeceğine dikkat çeken Günay, gayrı menkul sektörünü bırakıp daha kârlı olan tarıma yönelme hayalinden bahsederek dikkat çeken iddialarda da bulundu.
Haber merkezi - Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, emlâk sektörüyle uğraşan iş insanı 48 yaşındaki İsmail Günay, ilçeye bağlı Soğanlıyörük köyünde yaklaşık 17 dönüm tarlaya bal kabağı ve deneme amaçlı dediği karpuz, kavun, patlıcan, domates ve biber ekti. Karadeniz bölgesinde, karpuz ve kavunun yetişip yetişmeyeceğini ve ne kadar verim elde edileceğini denediğini ve başarılı olduğunu söyleyen Günay, önümüzdeki yıllarda bu yönde karma tarım olarak çalışmalar yapacağını vurguladı.
2022 yılında yaklaşık 40 bin lira masraf ederek bal kabağı yetiştirdiğini, herhangi bir afet gibi olumsuzluk olmaması durumunda yaklaşık, 40 ton hasat beklediğini anlatan İsmail Günay, bunun da ekonomik olarak getirisinin yaklaşık 250 bin olacağını belirtti. Emeklerin ardından sadece 4-5 aylık süreçte ve sadece bal kabağından 250 bin gelir beklediğine dikkati çeken Günay, diğer ürünlerle birlikte bu gelirin katlanacağını, köylerdeki arazilerin çoğunun o kadar verimli topraklara rağmen boş olduğunu üzülerek gözlemlediğini, projelerinin de bununla ilgili olduğunun altını çizdi.
Gazetemiz muhabiri Timuçin Özat ile röportaj gerçekleştiren İsmail Günay, şu açıklamaları kaydederek, dikkat çeken iddialarda da bulundu:
“Bu kadar verimli araziler bomboşken fiyatların artmaması mümkün değil. Köylerde boşalıyor. Köylü bile, yoğurdu, yumurtayı, tavuğu pazardan çarşıdan alır hale gelmiş. Eskiden bu kadar değildi. Yetiştirilecek ve kazanç sağlayacak ürünler dışarıdan geliyor ve dolayısıyla daha pahalı oluyor.
Vatandaşı bilgilendirmek gerek. Özellikle tarlası, bahçesi olanı, bu işi yapma potansiyeli, imkânı ve isteği olanlara eğitim vermek gerekiyor. Tarım personellerinin, ziraat mühendislerinin köy köy gezerek, insanlara tarımı, hayvancılığı, arıcılığı tek tek anlatmalı. Başka çözümü yok. Eğitimle bu iş çözülür, başka türlü olmaz. İstediği kadar hal yasası çıkarsınlar, istediği kadar toptancı yasası çıkarsınlar, temel üretimden başlar.
Ben tarlaya, 40 bin lira harcadım. Kendim traktörümle uğraşsaydım 15 bin liraya tamamdı. Aksilik olmazsa, 250 bin lira civarında bir rekolte bekliyorum ve sadece buradan. Fiyatlar daha yüksek olursa 300 bin, 350 bin olur ya da hadi 150 bin olsun… 40 bin lira masraf edip 150 bin kazanmak çok ciddi miktar ki, sadece bal kabağından.”
‘1 MİLYON KAZANILIR’
Aydınlar köyü çayında, 42 dönüm bir yer var. Oralarında havası, suyu temiz. Oraya dosya hazırladım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan randevu talep ettik. Alabilirsek kırk iki dönüm alanda profesyonel tarım yapmak istiyorum. Bir milyon lira para kazanılır buradan…Başkaları da kazanabilir. Amacım zaten örnek olup, yaygınlaştırmak. Buraya çeşitli köylerden çiftçileri de davet edeceğim görsünler, toplasınlar, tatsınlar. Elimden gelen desteği de vermeye hazırım. Hiçbir kurumla da kişisel sorunum yok, olamazda…
Ayrıca, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ardından Tarım ve Orman Bakanlığı ile görüşme planım var.”
‘HAYALİMDEKİ PROJE’
“Subaşı mevkiinde, Midilli parkın yanındaki alan benim hayalimdeki proje… Eğer nasip olur burayı alabilirsek ticaretimi çocuğuma devredeceğim. Kışın yine buradaki emlâk işinde olurum ancak yazın komple köyde tarımla ilgilenmeyi planlıyorum. Orada birçok ürün yetiştirilebilir...Ancak bununla ve bazı konularla ilgili bazı sorunlar yaşandı. Senelerdir mücadele veriyorum. Buradan netice elde edemedim...
Dört sene geçti kaymakamlığa verdiğim dilekçeme nezaketen yanıt bile gelmedi. Zaten dilekçemi almak istememişlerdi. Tarım İlçe Müdürlüğünden de verim alamadım. Bu sebeplerden dolayı bir süredir hazırlığını yaptığım dosyalarımı tamamladım. Bunları Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlıklarına sunacağım. Bakanlarla bizzat görüşme imkânı da bulursam ne alâ. İddia ediyorum ki bu projeler faaliyete geçirilirse, topraklardan ürünler fışkırır, köylü kazanır, çiftçi kazanır, ürünler daha uygun fiyatlarla satılır ve Ereğli kazanır. Birçok şehre ürün de göndeririz. Bütün hesaplamaları yaptım, denedim oldu. Bunu daha geniş topraklarda yapmalıyız, çiftçi, köylü bunları bilmeli ve yapmalı…”
‘5 LİRALIK ÜRÜNDEN 500 LİRALIK VERİM’
“Araştırmasını yaptım. Patlıcan fidesi almıştım. Hepsi tuttu. Sakız kabağı aldım. Şu ana kadar yüz kilonun üzerinde topladım. Bir kilo sakız kabağının beş lira olduğu yerde 100 kilo topladım ve hala döküm devam ediyor. Bunları ticari amaçla yapmadım, arkadaşlarıma ikram ettim. Sadece 5 liralık kabak çekirdeği 500 lira ediyor. Deneme amaçlı yaptım gayet başarılı…”
‘YÜZLERCE KİLOLUK KAVUN ve KARPUZ’
“Soğanlıyörük’te, kavun denemesi çok başarılı. Yaklaşık 500 kilo kavun toplandı. 500 kilonun üzerinde de karpuz verimi elde edildi ve toplananların dışında tarlada 30-40 arası daha karpuz var. Bu bölgede, sakız kabağı, karpuz, kavun ve patlıcan. Bu ürünlerin ana tema olarak yöremizde ticareti yapılabilir. Defalarca denedim ve yüksek verim elde ettim. Ekip biçersen, bakarsan, gerekli özeni gösterirsen toprak kazandırır. Çok rahat geçim sağlanabilir. Bu konuda yetkililerin öncü olarak bilinçlendirmesi gerekir. Ben bu işi senelerdir severek ve deneme amaçlı yaptım oldu. Anlatıyorum ki bilinsin, örnek- teşvik edici olsun.”
‘DEVREK, ÇAYCUMA KADAR OLAMADIK’
“İlçe Tarım Müdürlüğü yetkililerinin daha fazla sahaya inip bunları anlatması gerekiyor. Halk bilmiyor, toprağını terk ediyor ya da yeterince fayda göremiyor. İlçe Tarım Müdürlüğü ne kadarını anlatıyor bilemiyorum. Çaycuma’da, Devrek’te tarlalar Ereğli’den daha dolu. Ereğli’nin köy sayısı oralardan da fazla.
Ekim aralığı uygun olduğu sürece, destekleme ve sulama da düzenli şekilde yapılırsa bölgemizin her yerinde çeşitli ürünler elde edilir. Adana’nın karpuzu meşhur ancak karpuz Adana’da olur dönümde 10 ton, Ereğli’de olur 6 ton. Ben yaptım oldu. Adana’dan bir kamyon karpuz buraya 20 bin liraya geliyor. Üretim burada olsa yüzlerce bin hatta yaygınlaştırılırsa milyonlarca liralık kazanım Ereğli’de kalacak. Sadece kendi kazancımdan bahsetmiyorum, başkaları da yapsın diyorum. Köylüye, çiftçiye destek verilsin. Bahçeler, araziler değerlendirilsin. Karnabahar Adana’da dönümde 3 bin tane, Ereğli’de olur 2 bin 500 tane. Tanesi 10 lira. 1 dönümden 25 bin lira para kazanabilir köylü. 90- 100 günde yetişiyor. İlçe Tarımdaki Ziraat mühendislerinin bunları anlatması lazım. Gözlemlediğime göre böyle bir durum yok ya da yeterli değil!”
‘İSTANBUL TÜCCARINI EREĞLİ’YE ÇEKEBİLİRİZ’
“Ben farklı şehirlerdeki köyleri de geziyorum. Bilgiler ediniyorum. Bunu başaran yerler var. Geçimlerini sadece çiftçilikten sağlıyorlar ve lüks yaşıyorlar. Mesela Bilecik’in köyünde var. Başka yerlerden de örnekler var. Bilecik’in Söğüt ilçesine bağlı Çaltı köyünü özellikle söylemek istedim. O kadar güzel organize olunmuş ki burada olmaması için neden göremiyorum. Bölgemizdeki araziler çok verimli. Köyleri bir gezin, çoğu boş! Bırakın Ereğli’yi, İstanbul’un bir kısmını bile beslersin. Bu kapasitede arazilerimiz var. Tüccar, Akdeniz ve Ege Bölgelerine gidiyor. Üç saatlik yol buraya gelir. Bölgemizde iki senelik hummalı bir çalışma olsa İstanbul tüccarını bölgemize çekebiliriz.
Devlet tohum, gübre, mazot desteği veriyor. Vergi almıyor. Destekler yetersiz ancak köyde yaşayanlar dönemlik karma tarım yaparsa rahat geçim sağlayabilir. Çiftçilik çok avantajlı. Hesaplar ortada.”
‘BAL KABAĞI, SAKIZ KABAĞI ve DİĞER ÜRÜNLER…’
“42 dönümlük araziyi alabilirsem, Sakız kabağı ve bal kabağı pilot ürünüm. Bunların yanında karpuz, kavun, patlıcanın deneme sonuçları da çok başarılıdır ve öncelikle bu ürünleri yetiştirmeye ağırlık vereceğim. Ben bir şey istemiyorum. Sadece engel olunmasın, önüm açılsın. Gelişigüzel de konuşmuyorum. Ürünler ve sonuçlar ortada. Arazime gelip bakabilirler. Karnabaharda bölgemizin pilot ürünü. Fidesi ve tohumu çok ucuz. Bölgede birlik sağlanırsa, 30 çiftçi karnabahar, 30 çiftçi brokoli, 30 çiftçi kapuska-lahana, 30 çiftçi marul, 30 çiftçi maydanoz, 30 çiftçi dere-tere otu, semizotu ekerse bölgeye İstanbul tüccarını getirebileceğimize inanıyorum.”
‘ORAYI OKUL GİBİ YAPACAĞIM’
Subaşı mevkiinde, 42 dönümlük araziyi alabilirsem orayı okul gibi yapacağım. Projem hazır. Yetkililerden gerekli onayı almayı bekliyorum. O arazide faaliyete başlarsam zaten asıl kazancımız orada olacak. Bölgemiz kazanacak. Her hafta sonu farklı köylerden birkaç kişiyi buraya davet edip nasıl verim elde ettiğimi, toprağın ne kadar kazandırdığını ve yöremizde hangi ürünlerin yetiştirildiğini anlatacağım. Örnek ekimlerde başarı elde ettim ancak bölgeye örnek olamadık. Köylerde arazilerin çoğu boş. Üretim yapmalıyız. Yoksa pahalılık devam eder. Devlet gerekli desteği zaten veriyor. Yerel yöneticilerin, Tarım il ve ilçe kurumlarının köy köy gezip konuya öncülük etmeleri, nerelerde, hangi şartlarda ve mevsimde hangi ürünlerde verim elde edilebileceğini anlatmaları ve işin takibini yapmaları gerekir. Ondan sonrası zaten gelir. Çiftçiler, köylüler birbirine örnek olur… Benim derdim sadece ben kazanıyım değil, halk kazansın, bölgemiz kazansın. Değerlendirilmeyi bekleyen boş arazileri gördükçe üzülüyorum…”
‘KUŞ GRİBİ ve TAVUKLARIN İMHA EDİLMESİ’
“Yakın geçmişte aylarca süren Kuş Gribi paniği olmuştu. Bu süreçte bölgemizde, köylülerin bütün tavukları imha edildi. Bildiğim kadarıyla köylüye civ civ dahi verilmedi. Bu sebeple tavukçuluk bölgemizde bitti!”
“KARAKEÇİNİN FAYDASI’
Karakeçi, ormanlarda yangınların engellenmesinde faydası bulunan, alttaki filizleri temizleyen aynı zamanda ormanın gür yetişmesine katkısı olan bir hayvandır. Ormanlardan yıllarca çektiler bu hayvanları. Çobanlara ceza kestiler. Yasakladılar! Dağlıca’da birçok çoban bunları size anlatabilir. Sonra davarcılığı bitirdiler. Tarım İlçe Müdürlüğü arıcılık konusunda birkaç proje üretti. Kontrolsüz dağıtım nedeniyle yetersiz olduğunu düşünüyorum.”
‘MADDİ, MANEVİ BEDELLER ÖDEDİM, HAKSIZLIĞA UĞRADIM’
“2002 yılında sera aldım. Sera Dağlıca köyüne kuruldu. Standartların altındaymış. Kar yağdı, çöktü. Rapor tutuldu, standartların altında olduğu için ‘ödemeyin’ dediler. Yıllar sonra icraya verdiler ödemek zorunda kaldık!
Bana göre, Devletin tarım konusunda, bazı kurumlardan sıkıntısı var. Maddi manevi Ciddi bedeller ödedim, mağdur oldum. Ancak yılmadım. O günler geride kaldı. Başkaları mağdur edilmesin, ekip- biçmeye teşvik edilsin. Gerekli destekler zaten verilmektedir. Geçtiğimiz günlerde koyun dağıtmışlar. 15 artı 1. Bence yanlış ya da yetersiz. Bu projede en az 30 artı 1 olmalı. Köylü yarısıyla geçinmeli, yarısıyla da borcunu ödeyebilmeli. Tekrar ifade ediyorum; Kimseyle şahsi bir sonum yok. Tarım İlçe Müdürü Osman beyle de birkaç defa görüştüm. Fikirlerimi paylaşıyorum, ürünlerden aldığım verimi gösteriyorum. Tarım İlçe Müdürlüğü’nün de belirli bir yere kadar yetkisi var. Bu konuda vali ve kaymakamında gereken adımları atması gerekiyor. Diğer birimlerle birlikte koordine sağlanabilir. Bunlar benim düşüncem. İlçe Tarım Müdürlüklerinin yetkisi ne kadarla sınırlı bilemiyorum.”
‘PROJELERİMİ 2 BAKANLIĞA SUNACAĞIM’
Subaşı köyünde, Midilli parkın oradaki 42 dönümlük arazi projem için bakanlıklardan randevu almaya çalışıyorum. Talebimizi bakanlığın birine ilettik. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na projelerimi sunacağım. Hatta bakanlıkların ardından, Cumhurbaşkanlığı’na ulaştırmaya çalışacağım.
Bakanlıkların bölgemizde birimleri var ancak zamanında burada gerekli girişimlerde bulundum. Yeni bir durum değil bu. Dört sene oldu. Daha önceki kaymakam dahil görüştüm, projemi anlattım. Olmadı. Milli Emlâk birimine dilekçe verdim. Almak istemediler. Süleymanbeyler köyü hudutlarında, 6 bin 30 metre kare arazide kaz çiftliği projesi düşündüğüm yerle ilgiliydi. Eski Hükümet Konağında Kaymakam İsmail Çorumluoğlu döneminde dilekçeyi verdim. Nezaketen cevap bile alamadım. Öğrendiğime göre orayı başkasına vereceklermiş. 4 sene geçti. Şu an orası boş. Bu sebeplerle Ankara’ya gitmeye karar verdim. Sunacağım dosyaları hazırladım. Müracaatlarım burada sonuçsuz kaldı. Bakanlık yetkililerine her şeyi özet olarak anlatacağım. Kısacası Ereğli’de engellendik!”
‘BANA ENGEL OLMASINLAR BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUM!’
“Tarlamda 1 gram zirai gübre yok. İlaç yerime marketlerde satılan üzüm sirkesi serpiyorum. Ürünlerden haşereleri, sinekleri uzak tutuyor. Yılan ve fare girmesin diye İznik’ten toz kükürt getirttim. Orada çuvalı 200 burada 500 lira. Kükürtü belirli aralıklarla tarlanın dışına serpiyorum. Yağışlardan sonra yeniden serpmek gerekiyor. Kokusundan dolayı yılan ve fare gelmiyormuş. Asıl işim Ereğli’de, tarlaya da sık şekilde gidiyorum. Bu işi severek yapıyorum, verim alınca da hevesim artıyor. Hem kazançlı hem sevdiğim bir iş. Tarladayken çok mutluyum. Asıl işim olan emlak dükkanında tarladaki kadar mutlu değilim. Ereğli’den sonuç alsaydım da Ankara’ya gitmek durumunda kalmasaydım.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşmelerimin verimli geçeceğini düşünüyorum. Randevu talebim var. Haber bekliyorum. Dosyamı sunduktan sonra gelişmeleri kamuoyuna aracılığınız ile duyuracağım.”
Haber: Timuçin ÖZAT