Normal mi? İşte detaylar…
Etkin deprem bölgesinde yer alan Bolu ve Düzce çevresinde son 6 ayda çoğu hissedilmeyen 133 salınım yaşandı. Geçmişte yaşanan acı tecrübelerin etkisi ile hafif depremleri hisseden vatandaşlar tedirgin olurken, konuyu birden fazla kaynaktan araştırarak bilimsel yanıtları aradık…
Haber Merkezi - Dünyanın en aktif deprem kuşakları arasında yer alan ülkemizde deprem gerçeği maalesef, milât olarak kabul edilen 17 Ağustos 1999 Gölcük – Kocaeli depremi ile farkındalık oluşturdu.
Birçok haber sayfasında olduğu gibi ifadeleri uzatmadan konumuza giriş yapıyoruz. Bolu ve Düzce ilçelerinde, Nisan-Ekim 2020 arasında 133 hafif deprem yaşandı. Depremcik olarak ta tanımlanan bu salınımların çok büyük bölümü 2,o-3,o büyüklükleri arasında oluştuğu için hassas deprem ölçerler tarafından tespit edildi. Günümüzde öncü depremlerin tespit edilebilirliği ya da ne kadar süreçlerde tespit edilebileceği tartışılırken, yörede olan sarsıntılarda bu soruyu akıllara getirdi. Geçtiğimiz yıllarda Bolu ve Düzce’de yaşanan ve 4,8 büyüklüğüne ulaşan depremler vatandaşları tedirgin etmişti. 17 Ağustos 1999 Kocaeli-Adapazarı-Yalova ve 12 Kasım 1999’da 7,2 büyüklüğündeki Düzce-Kaynaşlı depremi yörede ağır kayıplara neden olmuştu. O zamanlar Bolu’nun ilçesi olan Düzce harabeye dönmüştü ve hızlı bir şekilde kalkınabilmesi için 9 Aralık 1999'da, 57. Hükûmet tarafından TBMM'de alınan il statüsü verilme kararı ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in onayı ile Türkiye'nin 81. ili olmuştu.
NORMAL ANCAK…
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsünden derlenen bilgilere göre, Türkiye2de her gün yine büyük bölümü hissedilmemek üzere 20-60 adet arasında deprem yaşanıyor. Orta büyüklükte ve şiddetli depremlerin olduğu dönemlerde artçı şokların etkisi ile günlük deprem sayısı 100’ü aşabiliyor.
Düzce ve Bolu çevrelerinde yaşanan salınımlar Kuzey Anadolu Fay (KAF) Kırığı sistemine bağlı gelişmektedir. Geçtiğimiz yüzyılda yörede büyük gerilim boşalımları yaşandığı için 50 sene içerisinde Düzce ve Bolu’da çok büyük deprem olasılığı çeşitli kurumların yaptığı araştırmalar neticesinde yüzde 10 civarı olarak hesaplanmıştı. Elbette bu süreç içerisinde hiç deprem olmayacağı anlamına gelmiyor.
Jeofizik uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 2013 yılında yaptığı açıklamada Bolu’da 5,4 büyüklüğünde depreme neden olabilecek bir gerilme olduğunu ve bunun da boşalması gerektiğini kamuoyuna duyurmuştu. Bölgede 4,8 büyüklüğünde olan salınımın ardından da, hesaplamalarına göre, beklediği depremin enerjisinin tam olarak açığa çıkmadığını kaydetmişti. Bu durumda, Düzce ve Bolu çevrelerinde yakın gelecekte merkez üssü olarak büyük deprem olasılığı düşük olsa da büyüklüğü 5,o dolaylarında depremlerin her an için söz konusu olduğu bilinmelidir. Ayrıca, Sakarya ve Çankırı’da olacak depremlerde bölgeyi etkileyebilir tıpkı geçmişte defalarca olduğu gibi…
KÜÇÜK DEPREMLER
Öncü depremler oluyor. Ancak, ülkemizin çeşitli bölgelerinde her gün onlarca salınım yaşandığı için bunların ayırt edilmesi zor. Ya da ayırt edilse bile ana şokun ne zaman yaşanacağı muamma. Belki bir saat, belki bir gün, bir hafta, bir ay, bir yıl…
Son 6 ayda 133 sarsıntının dikkat çektiği Düzce ve Bolu çevrelerinde, son 1 ayda: 27, son 3 ayda: 58, son 1 yılda da, 270 depremcik olmuş. Bu depremlerin büyükleri 1,6 ile 3,0 arasında. 2,5’in altında olan salınımlar genellikle hissedilmiyor. 2,5-3,o arasındakilerde binalarda, üst katlarda, oturan ya da yatan kişiler tarafından anca hissedilebiliyor. Hareketlenmelerin yüzeye yakınlığı da hissedilmesi konusunda ana etken. Bolu ve Düzce’de olan depremlerde ülkemiz genelinde olduğu gibi sığ olarak belirtilen, 10 kilometre iç merkezi aşmayan odaklarda oluyor.
ÇİLİMLİ KIRIĞI!
En son ne zaman deprem ürettiği bilinmeyen ve diri olduğu düşünülen Kuzey Anadolu Fayı’nın münferit uzantısı Düzce’nin kuzeyindeki yaklaşık 13 kilometre uzunluğundaki Çilimli fayı, orta büyüklük civarında deprem üretebilir. 10 sene önce bu kırık üzerinde Çilimli merkezli 3,9 büyüklüğünde salınım yaşanış ve Akçakoca ilçesi ve çevresinden de hissedilmişti.
Ayrıca, muhabir Timuçin Özat, 2006 yılında Düzce’ye giderek dönemin valiliğinden konuyla ilgili bilgi de edinmişti. Çilimli uzun süredir sessiz ve ne zaman harekete geçebileceği bilinmiyor. Olası depremin merkez üssünün Çilimli ilçesi yakınları olacağı ve salınımın orta büyüklüğü aşmayacağı ise tahmin ediliyor. Özet olarak bu kırık üzerinde büyük deprem ihtimali uzunluğu ve ikincil kırık olma özellikleri baza alındığında çok zayıf.
ÖNLEMLER…
Depremler karşı kişisel olarak hazırlıklı olmalıyız. Birkaç ay deprem olmayınca konu adeta unutuluyor. Yıkıma neden olmayan depremler bile kaos oluşabiliyor. 26 Eylül 2019'da yerel saatle 13:59'da İstanbul'un güneybatısını sarsan 5.8 büyüklüğünde depremde Kocaeli’ de bir kişi kalp krizi sebebiyle öldü, çoğu panik sebebiyle 43 kişi yaralandı. Deprem İstanbul'un yanı sıra Tekirdağ, Kırklareli, Kocaeli, Yalova, Sakarya ve Bursa ile Balıkesir’ den de hissedilmişti. Sağlam olamayan bina ve okullarda hasarlar olmuş, bir caminin minaresi yıkılmıştı. Yıkım olamayan bu depremim kaosu neredeyse 24 saat sürdü. Telaşla yakınlarına ulaşmak isteyenler sebebiyle GSM hatları kilitlendi. Birçok kişi de toplanma alanını bilmiyordu. Böyle durumlarda acil durumlar düşünülmelidir ve onlara öncelik verilmesi gerektiği bilinci artık oturtulmalıdır. Ailemizle konuyla ilgili toplantı yaparak toplanma alanında bir yer belirlenip orada buluşacağımız konusunda anlaşmalıyız.
Ayrı olarak, evde alacağımız basit önlemlerde hayati rol oynuyor. 17 Ağustos 1999 Gölcük-Kocaeli merkezli düzeltilmiş büyüklüğü ile 7,6 büyüklüğündeki salınımda evi yıkılmayan ancak yatak odalarında dolap gardırop devrilmesi sonucu yaklaşık 700 kişinin yaşamını yitirdiği tespit edilmişti. Ağır ya da hafif yıkılabilecek eşyalar duvara monte ettirilmeli, doğalgaz vanaları ve elektrik sigortasının yeri tüm aile bireyleri tarafından bilinmeli ev terk edilmeden bunlar olası patlama ve yangınlara karşı öncelikli olarak kapatılmalıdır. Balkon ve cam kenarlarında, elektrik direklerinden, bina altlarından uzak durulmalıdır. Daha bunlar gibi onlarca yapabileceğimiz, bilincine varabileceğimiz önlem söz konusudur. Ancak birçok kişi günümüzde bazı ülkelerde henüz deneme aşamasında olan deprem tahminleri üzerinde yoğunlaşıyor ve vakit kaybediyor.
Her mahalle ve semtte yerel yönetimler tarafından belirlenen mahallelerde en az bir tane büyük mahalle ve semtlerden de birden fazla toplanma alanları mevcut. Peki siz toplanma alanınızı biliyor musunuz? Bulunduğunuz il, ilçe, belde, köy ya da mahallenin deprem tehlikesini ne denli biliyorsunuz? Bunların hepsini AFAD, Kandilli Rasathanesi ve daha onlarca kurumdan her gün yarım saat bir saat vakit ayırarak öğrenebilirsiniz.
Yine deprem dışında yangın tedbirleri konusunda kaçımızın evinde yangın söndürme tüpü var? Ya da iş yerlerimizde olan yangın söndürme tüplerinin bakımları düzenli olarak yaptırılıyor mu? Ya da bu bilgileri derleyerek habere çeviren kişi konuyla ilgili ne kadar bilinç sahibi? Yanıt verelim. Muhabir Timuçin Özat. Yıllardır doğal afetler konusunda uzmanlardan derlemeler toparlayarak veya bizzat iletişime geçerek bilgi alıyor ve köşe yazısı ve haberlere herkesin anlayacağı şekilde yansıtıyor. “Yeraltından Notlar” adında Deprem Topluluk (facebook) sayfasının yöneticisi ve bilimsellik dışında paylaşımlara karşı! Kendisi aynı zamanda Gönüllü İtfaiyeci ve konuyla ilgili teorik ve uygulamalı eğitimler aldı. Anadolu Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Bölümü öğrencisi. Elbette onda konuyla ilgili eksiklikleri olduğunu kabul ediyor.
Depremin yıkmayacağı tek şey BİLİNÇTİR!
Haber derleme: Timuçin ÖZAT