Karadeniz Ereğli ilçesinde, iş insanı İsmail Günay, röportaj serimizin ikinci bölümünde dikkat çeken iddia ve açıklamalarda bulundu. İlçedeki projelerinin engellendiğini öne süren Günay, açıklamalarındaki hedefin kurumlar değil, kurumlarda çalışıp maaşının hakkını vermeyenler olduğunu söyleyerek; "İstihdama da katkısı olacak bir proje hazırlıyorum. Para desteği istemiyorum. Ereğli'de proje taleplerim reddedildiği için bu defa Bakanlığa çıkacağım ve hem projemi hem de Ereğli'de olanları anlatacağım" dedi.
Günay ayrıca; "Ereğli, Düzce'ye bağlansa ya da Alaplı il olsa ilçemiz için daha hayırlı olacağına inanıyorum. Herkes benim gibi açık konuşmuyor. Tarım ve hayvancılık konusunda sadece bilgi desteği ve onay istedim, yer istedim. Verilmedi. O yerler boş şekilde duruyor.
Yapamadıklarımı, yaptıklarımı ve yapacaklarımı açıkça anlattım" ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi - Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, emlak sektöründe faaliyet gösteren, aynı zamanda senelerdir tarımla da ilgilenen iş insanı İsmail Günay, gazetemiz muhabiri Timuçin Özat'la yaptığı söyleşi de yine dikkat çeken açıklamalar kaydetti.
Geçen hafta "Benim plakam bundan sonra 67 değil, 81'dir" başlığıyla verdiğimiz haberin ardından valilik, İl ve Kdz. Ereğli İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri'nin harekete geçtiğini, il tarım müdürü ile görüştüğünü belirtti.
Karadeniz Ereğli Kaymakamlığında dilekçesinin alınmak istemediğini, alınan dilekçeye de yanıt alamadığını söyleyen Günay, önceki Kaymakam İsmail Çorumluoğlu'nun talep ettiği yeri vermeyerek, projesini reddettiğini söyledi.
Kaymakamlık, il ve ilçe tarım müdürlükleriyle ilgili de yaşadıklarını anlatan İş insanı İsmail Günay, şu açıklamalara yer verdi:
"YILLIK EN AZ 10 BİN ADET ÜRETİM İLE 60 TON ET ELDE EDİLECEKTİ, İSTİHDAM SAĞLANACAKTI. SAĞ OLSUNLAR REDDETTİLER"
"Eski kaymakamlık binası yıkılmadan önce kaymakamlığa dilekçe vermiştim. Subaşı'nda-Süleymanbeyler'de göletin yanında bulunan 6 dönümlük arsa var.
Bu yerle ilgili kaymakamlığa müracaat ettik. Milli Emlak Şefi dilekçeyi almak istemedi. Gerekçe olarak, birilerinin orayı alacağını detay vermeksizin söyledi. Bende buna karşın, burası ihale ile çıkmayacak mı? diye sordum. İhale ile çıkacağını söyledi. İhaleye katılmak istediğimi söyleyerek, projemi gerçekleştirmek için yere ihtiyacım olduğunu belirttim.
Direkt söylemeseler de, benim anladığım kadarıyla yeri birilerine söz vermişler ki, ihale olmadan dilekçem alınmak istenmeyip, birilerinin orayı alacağı bizzat söylendi.
Subaşı'ndaki bu yeri daha önce de almak istemiştim ancak biri ile mahkemelikti. Dava bitince dilekçe ile başvurmak istedim bu defa da şuan hala görevde olan Milli Emlak Şefi dilekçemi almadı. Bunun üzerine kaymakamlıktan müracaat ettim. Yaklaşık dört sene oldu. Ne ihaleye çıktı ne de dilekçeye cevap yazıldı! Kiralama ya da satış hangisi uygunsa taliptim ve projemde istihdam sağlayacak bir uygulamaydı.
O yerle ilgili hayalim şuydu; 300 anaçla başlayıp kaz yetiştirecektim. Bu hayvanlar ortalama 8-10 kilo et veriyorlar iyi bakıldığında. Yan tarafında hayvanların sevdiği gölette var. Bu hayvanlar suyu çok seviyor. Yıllık 10-12 bin adet kesimlik üretim yapmaktı. Bütün hesaplamaları yapmıştım. 10 bin adetini en az 6 kilodan hesaplasak yılda 60 ton et düşünün o işletmenin karını bir yana bırak, ülkede gıda krizleri yavaş yavaş kapıyı çaldı. Hayırlı bir iş olacaktı. Sağ olsunlar vermediler. Şu an verseler yine yapabilirim ancak eski gücüm yok. 4 sene oldu. Şimdiye kadar projede çok yol alınmıştı.
Tarım işiyle de uğraşıyorum. Orada en az 15 kişi sezonluk istihdam edilecekti. Sürekli çalışanda olacaktı. Sürekli istihdama yönelik faaliyetlere daha fazla ağırlık verilmesi gerekiyor. Elbette dönemlik istihdam kolları da işe bağlı olarak geliştirilmeli. Çok güzel bir yer, şu anda hiç bir çalışma yok. Senelerdir boş şekilde duruyor. Bana verilmedi, başkalarını, iş yapacak, aş verecek kişilere verilebilir.
Gençlerde teşvik edilmeli, küçük yatırımlarla da kazanç sağlanır. Bunlar anlatılmalı, örneklendirilmeli. Ben oturduğum yerden ya da sadece kitaplardan, internetten bakarak söylemiyorum.
Bölgemizin yanı sıra diğer bölgeleri de gezdim, gördüm, öğrendim. Çok ciddi bir sermaye isteyen bir iş değil. Tarım ve hayvancılıkta kazanç vardır. Hem siz kazanırsınız, hem kazandırırsınız. kazanan bölgemiz, ülkemiz olur.
Buradaki yöneticiler bana bu fırsatı vermedi. Ben para, araç, gereç istemiyorum. Sadece yeri istiyordum. Kiralık, satılık fark etmezdi. İhale olacak dediler olmadı. Birilerine söz verilmiş oda olmadı.
Tüm bunlar dönemin kaymakamı İsmail Çorumluoğlu zamanında oldu. Subaşı'ndaki yerde ısrarcı olmamın amacı, orası merkez köy niteliğinde. Çevre köylerce geliyorlar. Ayrıca hayvan pazarı.
EREĞLİ, DÜZCE'ye BAĞLANIRSA DAHA HAYIRLI OLUR...
DOSYAMI HAZIRLAYIP, BAKANLIĞA MÜRACAAT EDECEĞİM!
Bölgemizin doğal güzelliklerinin olduğu kesimlerden biri de Midilli park sahası. Orada devasa bir alan var.
Burayla ilgili karma dalından toplamak suretiyle bir düşüncem vardı ki hala var. Burayla ilgili Bakanlığa müracaat edeceğim.
Zonguldak siyasetinden umudu kestim. Dosya hazırlayıp, Bakanlığa müracaat edeceğim. Neden direkt Bakanlığa müracaat ettiğimi de anlatacağım.
Ereğli'nin Düzce'ye bağlanmasının hayırlı olacağına inanıyorum. Nedenlerini sıralayayım;
Zonguldak'tan il başkanı çıkaramıyoruz Ereğli olarak...
Milletvekili adayı gönderemiyoruz Ereğli olarak...Alaplı'dan belediye başkan adayı buluyoruz Ereğli olarak...Bu ilçemizin bir siyasi ayıbıdır.
Siyasi olarak Ereğli'nin kanayan yarasıdır ve seçim dönemlerinden önce ve sonra da zaman zaman gündeme gelmekte, köşe yazarları konuyu işlemektedir.
Midilli parkın oradaki yeri istedim. Ulaşması kolay, merkeze fazla uzak değil. Dalından, yerden toplanarak, doğal ürünler elde edilecekti. Salatalık, biber, patlıcan, sakız kabağı, ayrıca kavun, karpuz, marul, maydanoz üretimi yapılacaktı. Konuklar Midilli parka gelince de, buraya uğrayacaklardı.
Sağ olsun dönemin kaymakamı İsmail Çorumluoğlu engelledi. Orayla ilgili yeniden bir proje hazırlatıp, Ramazan Bayramından sonra bu defa direkt İklim Değişikliği Tarım ve Orman Bakanlığına başvuracağım ve burada olanları da özetleyeceğim.
Projem hayvancılıkla ilgili değil sebze-meyveyle ilgili olacak. Çok samimi söylüyorum burada yaptığım işten memnun değilim. Köyde, toprakla uğraşırken mutluyum.
Buradan umudum yok. Bakanlığı ikna edebilirsem projemi faaliyete geçirip, üretim ve istihdam kazanımı olacak. İnşallah bu defa bir engelle karşılaşmam.
"LAFIM KURUMLARA DEĞİL, MAAŞININ HAKKINI VERMEYENLERE..."
Geçen haftaki haberler ilgili bazı valilik, il ve ilçe tarım müdürlükleri etkileşimde bulunmuş. Konunun tam olarak ne olduğu haberde anlatılanların gerçekliğiyle ilgili...
Tarafıma dönüşler oldu. Kuruma zarar verdiğim söyleniyor. Benim amacım bu değil. Haberde iyi olan durumları da belirttim. Amacım, valilik, kaymakamlık, il ve ilçe hayvancılık ve tarım müdürlüklerini kötülemek değil. O kurumlarda oturup devlete hizmet etmek için maaş alıp hakkını vermeyenler bana göre büyük vebal alıyor. Her memur görevini yapmalı. Engeller koyulmamalı. Ben tüm prosedürlere uymaya hazırım. Haberinizin içeriğinde de belirtiliyor zaten.
Bu ülkenin kalkınması için herkes elini taşın altına koymalı. Bu ülkenin kalkınması için, Valilik, kaymakamlık, il ve ilçe tarım ve ekibi maaşlarının hakkını vermeli. Bu ifadem sadece Zonguldak'la ilgili de değildir. Aksi durumda bu ülke kalkınmaz. Siyasi anlamda çok kaliteli yurttaşlarımız var. Ancak Ereğli'den milletvekili adayı gösterilemiyor.
Mevcut Belediye Başkanımız sayın Halil Posbıyık, tecrübeli ve aktif bir politikacı. Ancak pandemi döneminde işler aksadı, hatta tamamen durdu.
Alaplı ve Çaycuma, Ereğli'den küçük olmasına rağmen ilçemizden milletvekili çıkarılamaması acizliktir. Ya da başka nedenler vardır.
Alaplı siyaseti Ereğli'den daha baskın geliyor...
"O BAŞKAN BENİM İDOLÜM"
Ben siyasetle uğraşmak istemiyorum ancak bir idolüm var. Söylemlerimde, AK Parti, CHP ve MHP içinde geçerlidir.
Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu benim idolümdür. Komünisttir. Ben partiye değil işleve bakıyorum. Adam zoru başardı. Benim o kadar maddi gücüm yok. Ereğli'de belediye başkanı olmam için en az 2 milyon para harcamam lazım. O miktarda param olsa Fatih Mehmet Maçoğlu gibi Komünist Partiden Ereğli'den adayı olmak isterim.
Delihakkı çayı, Hamzafakıhlı çayı, tarım ve hayvancılık Ereğli'yi de doyurur, iş verir. Köyler ve ilçemiz boşalmaz.
İstanbul ve Ankara'ya yakınız. Denizimiz var. Sanayimiz var, tarım ve hayvancılığımızda var. Ancak yetersiz, değerlendiremiyoruz. Gençler gurbete gidiyor. İşi yapacak kalmıyor köylerde olanlarda zaten bırakıyor. Maliyetler arttı. Ancak projelerim kazanç sağlayan çalışmalardır.
Ben konuşuyorum, yaşadıklarımı çekinmeden anlatıyorum. Toprak kazandırır. Dağlıca'da domates olmaz dediler ektim, 20 ton aldım. Kazandım. Başka örneklerde var. Bilecik'in köyündeki çiftçinin altında son model araçlar var. Hatta Porsche gördüm şaşırdım.
TARIM ve HAYVANCILIK KONUSUNDA UYGULAMALI EĞİTİMLER VERİLMELİ
Ülke olarak en büyük sıkıntılardan biri de eğitim konusu. Halk eğitim kursları açılıyor. Çeşitli kurslar veriliyor. Çok güzel. Ancak tarım ve hayvancılık konusunda yeterli eğitimler verilmiyor. Köylülere, bu işi yapmak isteyenlere eğitim ve imkan verilmeli.
Ziraate ağırlık verilmeli, arıcılığa ağırlık verilmeli. Bölgemizde arıcılık yapılıyor. Lakin arılara çok iyi bakmak için öncelikle arıyı beslemek için doğayı doldurmak lazım.
Domatesin, biberin, salatanın çiçeğini, ay çiçeğini ekmen lazım tarlalara. O zaman o arı kovanlarından örneğin 20 kilo değil belki de 40 kilo bal alırsın. Köylü biçmeyi unuttu, araziler bomboş.
İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürü Osman beye bir öneride bulunmuştum. Bana eleman verin, kahveyi de ben kiralayım. Orada köylülere eğitim verin dedim. Konu o gün domatesse eğitimin ardından domates tohumu dağıtalım. Biberse biber tohumu, patlıcan, maydanoz tohumları dağıtalım tohumları da ben alayım teklifinde bulundum.
Osman bey çok güzel olacağını söyledi. Ancak icraat olmadı. 'Güzel olur İsmail bey' deniyor ama icraat yok... Yok... Yok! Sayın Osman Günaydın daha önce tarlama müdürlükten iki memurla birlikte gelmişti. Gördü, gezdi, tavsiyelerde bulundu. Kurumu, kişileri kötülemiyorum, olumlu olanı da olumsuz olanı da ne eksik ne fazlasıyla anlatıyorum. Lafla geçiştirilmesin. Köstek olunmasın.
"2 SENE SONRA HABERİN ARDINDAN MAKİNENİN ARIZALI OLDUĞUNU ÖĞRENDİM"
Geçen haftaki haberimizde anlattığımız toprak tahlilinin gecikme konusunda da Zonguldak'ta Tarım İl Müdürlüğü'nün laboratuvardaki makine arızalıymış.
Üç ay sonuç alamamış, Düzce üniversitesinde detaylı sonucu üç günde almıştık. Haberden sonra öğrendim makinenin o dönemde arızalı olduğunu. O dönem o kadar sormuştuk, bunu öğrenememiştik.
Nisan 2020'de, bunu söyleselerdi, kaybımız olmazdı. Düzce üniversitesine başvurduk, üç günde aldık ancak gecikmiştik. Haberde zaten diğer detaylarını anlattım.
Haberden sonra arayıp söylüyorlar, makine arızalıysa ya başka yere gönder ya da bana zamanında söyle ki başımın çaresine bakayım. Çareyi Düzce üniversitesi laboratuvarında buldum.
'Biz sana elde olmayan durumdan dolayı hizmet veremiyoruz, tarlada zaman kaybedeceksin. Biz senin paranı da iade ediyoruz.
Düzce'de, Sakarya'da, İstanbul kurumlar var. Oraya gönder' deseler yaparım. Memur Alaplı'ya gitmiş, hasta olmuş gibi yanıtlar aldım.
Üç ayda toprak tahlilini veremeyen kurumda çalışanlar maaşının hakkını bana göre vermiyor. Haberinizin ardından makine arızasını Tarım İl Müdüründen öğrendim.
Başkaları da mağdur olmuştur, bazıları kurumları karşısına almak istemediğindendir konuşmuyor, korkuyorlar!
"BİLGİ DESTEĞİ İSTEDİM ODA OLMADI!"
Yine bölgemizde yetişen çilekle ilgili bir projem vardı. Çok güzel devletten destek istemeden, 'Topraksız Çilek üretimiyle ilgili projemiz vardı.
Konudan anlayanlarla istişareler yapmak, anlatmak ve üretmek istiyordum. Çok tuhaf şeylerle karşılaştım.
İmdat müdür vardı burada. Geçici dönem İlçe Tarım Müdürlüğü görevinde bulundu. Başımdan geçen olayı anlatayım. Müdüre gidiyorsun, Kültür mantarı yapmak istiyorum diyorsun, yok istiridye mantarı yetiştir diyor, sonra arkadaşım giriyor istiridye mantarı yapmak istediğimi söylüyorum, yok sen Kültür mantarı yap deniyor.
Bunu nereden biliyorum çünkü arkadaşımla dışarı da anlaştık ve ayrı ayrı konuştuk. Ben buna insan yönetme, şaşırtma hastalığı diyorum. Bu başka nasıl açıklanır ki? Defalarca yaşadım, birinde arkadaşımla anlaşarak böyle bir duruma şahit oldum. Dediğim gibi o zaman Tarım İlçe de başka müdür görevliydi.
Şifa kaynağı olduğu belirtilen salep bitkisiyle ilgili ciddi bir düşüncem var. İki kamyon gübre ayarladım. Bahçeyi hazırladım. Toprak hazırlığını yaptım.
İnternetten araştırdım. Malç naylonu aldım. Naylon köyde hala duruyor, 3-4 sene oldu belki çürümeye başlamıştır.
En son dediler ki, Safranbolu müdürü salep yapmış. Bilgi desteği için aradım. Sadece kitaplarda, internette yazanlarla olmuyor. İşi yapmış, deneyimlemiş kişiyle görüşmek çok daha faydalı. Bende yaptığım işlerde isteyenlere destek vermeye hazır olduğumu belirteyim. Kitap okuyarak doktor olunmadığı gibi okuluna gitmek, sahada uygulamalı şekilde gözlemleyerek öğrenmek gerekir.
Safranbolu'da müdürü aradım. Sonbahar tam ekim sezonu. Tüm hazırlıklarımız hemen hemen tamamdı. Sadece fideye ihtiyacımız var fideyi almaya gideceğiz.
Salep bitkisini Dağlıca köyünde yerimde yapacaktım. Telefondan Safranbolu Tarım Müdürüne ulaştım. Konuyu anlattım, aldığım cevap; "Ereğli iklimini biliyorum. Orada salep olmaz. Ereğli'de siz safran yapın! Beynim karıştım. Hazırlıkların büyük bölümü tamamdı. Tamda ekim mevsimi güzdü. Bilgi desteği beklerken böyle yanıt alınca. Onu iğdele bunu iğdele derken, aniden bir kar yağdı. İşimizde kaldı. Salebi ekemedik. Sonra destek olmadığı içinde ekmekten vazgeçtik. Destek dediğimde para, alet, makine değil. Bilgi desteği olmayınca, başaramam endişesi ile bir daha kalkışmadık. Bölgemizde salep bitkisi oluyor. Aydınlar köyünde var.
"EN AZ 15 DEFA YAŞADIM. İNSAN YÖNETME HASTALIĞI VAR SANIRIM"
Ereğli İlçe Tarım da bir dönem müdür olarak görev yapan İmdat beyle ilgili yaşadığım ilginç bir olayı da anlatmadan geçemeyeceğim.
Bir arkadaşımın tavuk çiftliği projesi vardı. Yer ayarlanmıştı. Dedim Tarım Müdürü İmdat bey tavukçuluk yapıyor, arkadaşımız o bize gereken bilgiyi verir dedim. Makamına gittik. Arkadaşım Tamer'e de dedim, sana başka iş önerebilir, huylarını biliyorum diye. Ne zaman bir iş düşüncesiyle gittiysem kuruma bana başka iş önerdiler. Bu işi yapamazsın dediler. Bunları arkadaşıma anlattım. Bu durumu en az 15 defa yaşadım. Gittik, anlattık. Tavukçuluk yapan İmdat bey, 'Tavukla ne işin var, batarsın' dedi. Bu arada, kendisi senelerdir tavukçuluk yapıyordu. 'Sen koyunculuk yap' dedi. Koyunculukla gitse, tavukçuluk yapmasını söyleyecek. Bunlarda insan yönetme hastalığı var. Ya da onları yönlendiren birileri var. Başka tanım bulamıyorum. Farklı iş önererek adamın kafasını karıştırıyorlar.
1998 yılından beri Ereğli'deyim, her sene Tarım İlçe Müdürlüğüne giderim, müdürler değişir ancak her defasında da benzer durumla karşılaşıyorum. Artık meşgul edilmek mi istemiyorlar, sonrasında tavuğum hasta diye gelmesin, uğraşmayalım diye mi düşünüyorlar bilemiyorum.
Mevcut müdür Osman beyde böyle huy yok. Osman bey projeni dinler, başka öneri sunmaz, neler yapabiliriz diye görüş alışverişinde bulunur, araştırır. Ancak arkası genellikle boş oluyor, üstlerden mi kaynaklı, yetki kısıtlamasından mı? Bilemiyorum. Osman beyin elinde olsa Ereğli tarımının önünü açar düşüncesindeyim.
"ALAPLI İL OLUR, EREĞLİ OLAMAZ"
Üzülüyorum, Alaplı'yı il yapsalar Zonguldak'tan daha hayırlı olabilir. Ereğli'de siyasi güç yetersiz. Bu benim yorumum.
Ereğli il olamaz, yapmazlar, yaptırmazlar. Alaplı il olur, Kandilli il olur, Ereğli il olamaz. Ereğli'deki siyasilere bakıldığında, çoğunluğu Alaplı ilçesi ve Kandilli beldesi kökenlidir.
Bunu AK Parti, CHP, MHP için söylüyorum. Düzce birinci teşvik bölgesi. Ereğli, Düzce'ye bağlanırsa, Ereğli sanayicisinin de, tarımcısının da önü açılır.
Zonguldak, Ereğli'nin gelişimini engelliyor! Aslında Ereğli Ereğli olarak kendine yetiyor. Sıkıntı Ereğli çocuğu siyasete girmek istemiyor. Girdiği zamanda yıldırılmaya çalışılıyor. Örnekleri var..."
Röportaj serisinin üçüncü bölümünü önümüzdeki günlerde haber portalımız ve gazetemizde yayınlayacağız.
Haberde konu olan kurum yetkililerinin yanıt hakları olduğunu belirterek, açıklama yaptıkları takdirde haber portalımız ve gazetemizde yer vereceğimizi hatırlatıyoruz.
Haber: Timuçin ÖZAT
YORUMLAR