Haber Merkezi - Türkiye’nin “Deprem Tehlike Haritası” çeşitli kurum ve kuruluşların çalışmalarıyla, 22 yıl aranın ardından 2018 yılında yenilenmişti. 1996 yılında hazırlanan haritada 1 den 5 e kadar derecelendirme yapılırken, yeni deprem haritasında derecelendirmeler kaldırıldı. Yeni haritada bazı yerlerin riski azalırken bazı kesimlerinde arttığı açıklanmıştı...
Tehlikeli yerler, ana fay zonları ve çevrelerinin geçtiği sahalar koyu kırmızı ve kırmızı, riskin daha az olduğu yerlerde turuncu ve sarı ile tehlikenin çok az olduğu sahalarda açık sarıyla gösterilmiştir. Nüfusumuzun büyük bölümü tehlikenin yüksek olduğu koyu kırmızı ve kırmızı alanda yer almaktadır. Zemin oynaklığı ve yapı kalitesine göre ise durum daha değişken ve karmaşık hale gelebiliyor.
ODTÜ, Boğaziçi, Akdeniz, Çukurova, Sakarya Üniversitesi, Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü ve AFAD yetkililerinin çalışmalarıyla hazırlanan harita Bakanlar Kurulunca kabul edilerek, 2018 yılında kamuoyuna açıklanmıştı.
Bu bölümde; Zonguldak, Ereğli, Alaplı, Devrek, Çaycuma,
Gökçebey, Kozlu ve Kilimli ile çevrelerinin salınım riskine ve kıyılarda çok
ender görüler süpürtü (tsunami) tehlikesine dikkat çektik.
ÖLÜ SANILAN FAYLAR DİRİ OLABİLİR!
Ülkemizin her yöresinde deprem tehlikesi mevcut. Bazı yerler
çok yüksek bazı yerler düşük riskli. Karadeniz Bölgesi’nin kıyılarında deprem
riski var olmakla birlikte düşük. Bilinen en yakın fay hattı iç kesimlerden
geçen ve onlarca kilometre uzakta olan Kuzey Anadolu Fayı. Geçtiğimiz yüzyılda
geriliminin büyük bölümünü boşaltmış bir hat. Zonguldak ve çevresine en yakın fay Kuzey
Anadolu Fay Hattı oluyor. O anlamda Zonguldak ve bölgesi deprem bölgesi riski
çok az bir bölge fakat daha çalışılmamış kırık hatları (faylar) var.
Ana faylar belli, fay haritalarında bazı kırık hatları “Olası
Diri” olarak geçiyor. Bu faylar ölü olabilir, etkinliğini yitirmiş, binlerce
yıldır büyük salınım üretmemiş faylar ölü olarak nitelendirilmekle birlikte
uzun aralıklarla çalışan kırıklarda olabiliyor. Bu sebeple olası diri olarak
tanımlanmaktadır.
DEVREK’TE
FAYLANMA
Bizim bölgemizde de irili ufaklı faylar var. Bazıları ölü
fay, bazılarının niteliği belirlenmedi. Devrek’in içinden geçen iki fay var.
MTA haritasına göre, yaklaşık 25 kilometrelik doğrultu akımı fay var. Bu kırık ana
fay değil. Deprem üretme ihtimali var. Fakat hızları belli değil.
2005 yılında, Devrek ilçe merkezi yakınında, 3,9 büyüklüğünde
sarsıntı yaşanmıştı. Devrek’in yanı sıra Çaycuma, Gökçebey’den de
hissedilmişti. Hasara yol açmamıştı. Bunun dışında nadir olarak daha minik
hissedilmeyen sarsıntılar oluşuyor. Bunlara minimal titreşimlerdir.
KARADENİZ’DE
TSUNAMİ RİSKİ!
Son 100 senede olan depremleri detaylı olarak bilmekte
birlikte tarihsel depremlerin merkez üstlerinin ve kırılan hattın uzunluğunun
belirlenmesinde çeşitli yöntemler kullanılıyor. Ancak, birkaç bin yılda bir
hareket eden ve denizde olabilecek kırık zonlarda etkin salımlara sebep
olabilir. Fay olmayan yerde deprem olmaz. Faylarında çeşitleri vardır. Her fay
aynı hızda hareket etmez, gerilmez.
Karadeniz’de çevre ülkeleri de etkileyen 22 tsunami (süpürtü)olduğu
biliniyor. 2500 yıl içerisinde olmuştur. Bunlardan Türkiye kıyılarını etkileyen
yakın tarihimizde en net bilinen, Doğu Karadeniz, Bartın-Amasra, Sinop-Samsun
tsunamileridir.
1939 yılında, Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi Erzincan’da
7,9 büyüklüğünde yaşanmıştır. 53 saniye süren ve birçok kenti yıkan, kasabaları
ve köyleri haritadan silen bu depremde 35 bin civarında can kaybı yaşanmıştı.
Bu deprem karada olmasına rağmen Gürcistan ve Doğu Karadeniz kıyısının dar
alanında küçük tsunamiye nede olduğu rapor edilmiş. Ordu’nun Fatsa ilçesi
kıyılarında dalgaların 3 metreye ulaştığı belirtiliyor.
1968’de o zamanlar Zonguldak’ın ilçesi olan Bartın’ın Amasra
kasabası kıyılarında – Karadeniz merkezli yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremde
15 dakika arayla kıyıya 3 metrelik dalgalar vurmuş. 100 metre kadar içeriyi
istila etmiş. Ağır hasara neden olan sarsıntı da 29 can kaybı var. Bartın
depremine kadar o kesimde fay olduğu bilinmiyordu. Karadeniz’de kıyıya paralel
uzanan ters fay olasılığı var.
Osmanlı Döneminde 1598’de, Amasya çevrelerinde yaşanan
şiddetli sarsıntı yine kıyıda süpürtüye sebep olmuş ve birçok kişinin yaşamını
yitirdiği tarihi kataloglarda kayda alınmıştır. Karada olan deprem tsunamiye
sebep olmuştur. Yıkımın yanı sıra kıyılarda boğulma kaynaklı ölenlerde olmuş.
Zonguldak, Kozlu, Kilimli, Çaycuma, Alaplı ve Karadeniz
Ereğli kıyılarını etkileyecek küçük çaplı tsunami 1 ila 3 metre arasında olsa
bile, bu dalgalar fırtınanın oluşturduğu dalgalardan farklı (dipten destekli)
olduğu için kıyıya çarptıktan sonra özellikle düz alanlarda ilerlemeye devam
edecektir. Tsunami dalgaları açıktayken genelde pek belli olmamakla birlikte
kıyıya yaklaşınca belirmektedir. Bu sebeple, kıyılardan uzaklaşmak, konuyla ilgili
bilgi edinmek hayati öneme sahiptir.
Özellikle, Kırım ve
Ukrayna tarafında 1650 yılında Karadeniz'de olan ve 7,5 büyüklüğünde olduğu
tespit edilen deprem sonrası Sivastopol sahillerinde çok büyük bir Tsunami
görülmüştür" diye konuştu.
Karadeniz’de, heyelanlar sonucu dalgalanmalaş oluşuyor. Bu sebeple
kıyıdan onlarca kilometre içeride olan sarsıntılar bile dalgaya neden
olmaktadır. Denizde olabilecek deprem daha büyük tsunamiye neden olabilir. Deprem
konusunda 20 sene öncesine göre nispeten daha bilinçli olsak ta tsunami
konusunda yeterince bilgiye sahip değiliz. Okyanuslardaki kadar olmasa da
Zonguldak kıyıları da özellikle, merkez, Kozlu, Kilimli, Çaycuma kıyıları ve
Ereğli ilçesinin bir bölümü de bu risk içerisindedir. Sarsıntı hissedildiğinde
kıyıdan uzaklaşılmalı, denizin çekilmesi izlenmemelidir. Süpürtü dalgaları
kıyıya vurmadan kısa süre önce denizde çekilme gözlemlenmektedir. 30 Ekim’de Sisam’ın
kuzeyinde- Ege Denizi’nde olan depremde, Seferihisar kıyılarında kıyıdan yer
yer 500-1000 metre içeriye kadar giren dalgalar öncesi denizin çekildiği
gözlemlenmişti.
ZONGULDAK- EREĞLİ
AÇIKLARINDAN İTİBAREN…
Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş’ın araştırmalarında ise Karadeniz’in 10
kilometre kadar açığından kıyıya paralel olarak uzanan ters bir fayın
varlığından bahsetmiştir. Geçtiğimiz yıllarda ise Zonguldak`ın yaklaşık 10 km
batısında Zonguldak`ta da hissedilen bir deprem meydana gelmiştir.
Zonguldak bölgesinin deprem kuşağında düşük derece gösterilse
de çevresinde oluşacak çok büyük depremlerin varlığı ile etkileneceğini, ayrıca
hem coğrafi yapısı hem de maden ocaklarından dolayı zaten çökme tehlikesi olan
yerlerde çok daha şiddeti artabileceğini söylemekte fayda var.
Karadeniz açıklarındaki fayların uzun periyotlarla (birkaç
bin yılda bir ya da iki kez) büyük depremler üretebileceği de bazı uzmanların
öngörüleri arasında yer alıyor.
Karadeniz’de
detaylı araştırma yapılmadığı için fayların cinsi, uzunluğu, niteliği ve ne
kadar uzanımlı olduğu netlik kazanmamıştır. Karadeniz’de fay olduğu tsunamiyi
tetikleyen 22 deprem kaydından bilinmektedir. Bunların büyük bölümü yüzlerce,
binlerce sene öne yaşanmıştır. Sadece Karadeniz Bölgesi kıyıları önlerinde değil,
Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan açıklarında da kırık hatları olabileceği
bazı makalelerde yer almaktadır. Zonguldak kıyıları da bu risk içerisindedir.
Karadeniz
Ereğli, Kozlu-Kilimli-Zonguldak açıklarında 5,o - 6,5 büyüklüklerinde (M) salınım ihtimali
olabileceği de belirtilmektedir. Ancak zamanı bilinmemektedir.
2016’da Karadeniz Ereğli’nin 120 kilometre kuzeybatı
açıklarında 5,0 büyüklüğünde yaşanan salınım konuyu gündeme getirmişti.
Sarsıntı, Zonguldak- Bartın-Sakarya kıyı hattı boyunca hissedilmişti. Bunun
dışında son 30 senede Karadeniz’de hafif depremciklerde kaydedilmiştir. Salınımların
tektonik diğer bir ifadeyle, fay kaynaklı olduğu açıklanmış ve daha büyük
deprem olasılığının düşük olduğu, yine de Karadeniz’deki durumun net
bilinmediği eklenmişti.
“Deprem
dosyamızın ikinci bölümünde, alınan ve alınması gereken önlemler, Zonguldak ve
7 ilçesindeki hazırlıklar, toplanma alanları, il ve ilçeleri etkileyen ve
etkileyebilecek olan çevresel salınımlara yer verilecektir. 5 Nisan Pazartesi sabahı haberimizin ikinci bölümü yayınlanacaktır.”
Haber-Derleme: Timuçin
ÖZAT
Faydalanılan kaynaklar: Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ)Mühendislik Fakültesi, AFAD, MTA, Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği, Prof. Dr. Osman Bektaş basın açıklamaları ve makaleleri ...
YORUMLAR