Haber Merkezi - Dünyanın en aktif deprem kuşakları arasında yer
alan ülkemizde deprem gerçeği maalesef, milât olarak kabul edilen 17 Ağustos
1999 Gölcük – Kocaeli depremi ile farkındalık oluşturdu.
Birçok haber sayfasında olduğu gibi ifadeleri uzatmadan
konumuza giriş yapıyoruz. Bolu ve Düzce ilçelerinde, Nisan-Ekim 2020 arasında
133 hafif deprem yaşandı. Depremcik olarak ta tanımlanan bu salınımların çok
büyük bölümü 2,o-3,o büyüklükleri arasında oluştuğu için hassas deprem ölçerler
tarafından tespit edildi. Günümüzde öncü depremlerin tespit edilebilirliği ya
da ne kadar süreçlerde tespit edilebileceği tartışılırken, yörede olan
sarsıntılarda bu soruyu akıllara getirdi. Geçtiğimiz yıllarda Bolu ve Düzce’de
yaşanan ve 4,8 büyüklüğüne ulaşan depremler vatandaşları tedirgin etmişti. 17
Ağustos 1999 Kocaeli-Adapazarı-Yalova ve 12 Kasım 1999’da 7,2 büyüklüğündeki
Düzce-Kaynaşlı depremi yörede ağır kayıplara neden olmuştu. O zamanlar Bolu’nun
ilçesi olan Düzce harabeye dönmüştü ve hızlı bir şekilde kalkınabilmesi için 9
Aralık 1999'da, 57. Hükûmet tarafından TBMM'de alınan il statüsü
verilme kararı ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in onayı ile
Türkiye'nin 81. ili olmuştu.
NORMAL
ANCAK…
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kandilli
Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsünden derlenen bilgilere göre, Türkiye2de
her gün yine büyük bölümü hissedilmemek üzere 20-60 adet arasında deprem
yaşanıyor. Orta büyüklükte ve şiddetli depremlerin olduğu dönemlerde artçı
şokların etkisi ile günlük deprem sayısı 100’ü aşabiliyor.
Düzce ve Bolu çevrelerinde yaşanan salınımlar Kuzey Anadolu
Fay (KAF) Kırığı sistemine bağlı gelişmektedir. Geçtiğimiz yüzyılda yörede
büyük gerilim boşalımları yaşandığı için 50 sene içerisinde Düzce ve Bolu’da
çok büyük deprem olasılığı çeşitli kurumların yaptığı araştırmalar neticesinde
yüzde 10 civarı olarak hesaplanmıştı. Elbette bu süreç içerisinde hiç deprem
olmayacağı anlamına gelmiyor.
Jeofizik uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 2013 yılında
yaptığı açıklamada Bolu’da 5,4 büyüklüğünde depreme neden olabilecek bir
gerilme olduğunu ve bunun da boşalması gerektiğini kamuoyuna duyurmuştu.
Bölgede 4,8 büyüklüğünde olan salınımın ardından da, hesaplamalarına göre,
beklediği depremin enerjisinin tam olarak açığa çıkmadığını kaydetmişti. Bu
durumda, Düzce ve Bolu çevrelerinde yakın gelecekte merkez üssü olarak büyük
deprem olasılığı düşük olsa da büyüklüğü 5,o dolaylarında depremlerin her an
için söz konusu olduğu bilinmelidir. Ayrıca, Sakarya ve Çankırı’da olacak
depremlerde bölgeyi etkileyebilir tıpkı geçmişte defalarca olduğu gibi…
KÜÇÜK
DEPREMLER
Öncü depremler oluyor. Ancak, ülkemizin çeşitli bölgelerinde
her gün onlarca salınım yaşandığı için bunların ayırt edilmesi zor. Ya da ayırt
edilse bile ana şokun ne zaman yaşanacağı muamma. Belki bir saat, belki bir
gün, bir hafta, bir ay, bir yıl…
Son 6 ayda 133 sarsıntının dikkat çektiği Düzce ve Bolu
çevrelerinde, son 1 ayda: 27, son 3 ayda: 58, son 1 yılda da, 270 depremcik
olmuş. Bu depremlerin büyükleri 1,6 ile 3,0 arasında. 2,5’in altında olan
salınımlar genellikle hissedilmiyor. 2,5-3,o arasındakilerde binalarda, üst
katlarda, oturan ya da yatan kişiler tarafından anca hissedilebiliyor.
Hareketlenmelerin yüzeye yakınlığı da hissedilmesi konusunda ana etken. Bolu ve
Düzce’de olan depremlerde ülkemiz genelinde olduğu gibi sığ olarak belirtilen,
10 kilometre iç merkezi aşmayan odaklarda oluyor.
ÇİLİMLİ
KIRIĞI!
En son ne zaman deprem ürettiği bilinmeyen ve diri olduğu
düşünülen Kuzey Anadolu Fayı’nın münferit uzantısı Düzce’nin kuzeyindeki
yaklaşık 13 kilometre uzunluğundaki Çilimli fayı, orta büyüklük civarında
deprem üretebilir. 10 sene önce bu kırık üzerinde Çilimli merkezli 3,9
büyüklüğünde salınım yaşanış ve Akçakoca ilçesi ve çevresinden de
hissedilmişti.
Ayrıca, muhabir Timuçin Özat, 2006 yılında Düzce’ye giderek
dönemin valiliğinden konuyla ilgili bilgi de edinmişti. Çilimli uzun süredir
sessiz ve ne zaman harekete geçebileceği bilinmiyor. Olası depremin merkez
üssünün Çilimli ilçesi yakınları olacağı ve salınımın orta büyüklüğü aşmayacağı
ise tahmin ediliyor. Özet olarak bu kırık üzerinde büyük deprem ihtimali
uzunluğu ve ikincil kırık olma özellikleri baza alındığında çok zayıf.
ÖNLEMLER…
Depremler karşı kişisel olarak hazırlıklı olmalıyız. Birkaç
ay deprem olmayınca konu adeta unutuluyor. Yıkıma neden olmayan depremler bile
kaos oluşabiliyor. 26 Eylül 2019'da yerel saatle 13:59'da İstanbul'un
güneybatısını sarsan 5.8 büyüklüğünde depremde Kocaeli’ de bir kişi kalp krizi
sebebiyle öldü, çoğu panik sebebiyle 43 kişi yaralandı. Deprem İstanbul'un yanı
sıra Tekirdağ, Kırklareli, Kocaeli, Yalova, Sakarya ve Bursa ile Balıkesir’ den
de hissedilmişti. Sağlam olamayan bina ve okullarda hasarlar olmuş, bir caminin
minaresi yıkılmıştı. Yıkım olamayan bu depremim kaosu neredeyse 24 saat sürdü.
Telaşla yakınlarına ulaşmak isteyenler sebebiyle GSM hatları kilitlendi. Birçok
kişi de toplanma alanını bilmiyordu. Böyle durumlarda acil durumlar düşünülmelidir ve onlara öncelik verilmesi gerektiği bilinci artık oturtulmalıdır. Ailemizle konuyla ilgili toplantı yaparak
toplanma alanında bir yer belirlenip orada buluşacağımız konusunda
anlaşmalıyız.
Ayrı olarak, evde alacağımız basit önlemlerde hayati rol
oynuyor. 17 Ağustos 1999 Gölcük-Kocaeli merkezli düzeltilmiş büyüklüğü ile 7,6
büyüklüğündeki salınımda evi yıkılmayan ancak yatak odalarında dolap gardırop devrilmesi
sonucu yaklaşık 700 kişinin yaşamını yitirdiği tespit edilmişti. Ağır ya da
hafif yıkılabilecek eşyalar duvara monte ettirilmeli, doğalgaz vanaları ve
elektrik sigortasının yeri tüm aile bireyleri tarafından bilinmeli ev terk
edilmeden bunlar olası patlama ve yangınlara karşı öncelikli olarak
kapatılmalıdır. Balkon ve cam kenarlarında, elektrik direklerinden, bina
altlarından uzak durulmalıdır. Daha bunlar gibi onlarca yapabileceğimiz,
bilincine varabileceğimiz önlem söz konusudur. Ancak birçok kişi günümüzde bazı
ülkelerde henüz deneme aşamasında olan deprem tahminleri üzerinde yoğunlaşıyor
ve vakit kaybediyor.
Her mahalle ve semtte yerel yönetimler tarafından belirlenen
mahallelerde en az bir tane büyük mahalle ve semtlerden de birden fazla
toplanma alanları mevcut. Peki siz toplanma alanınızı biliyor musunuz?
Bulunduğunuz il, ilçe, belde, köy ya da mahallenin deprem tehlikesini ne denli
biliyorsunuz? Bunların hepsini AFAD, Kandilli Rasathanesi ve daha onlarca
kurumdan her gün yarım saat bir saat vakit ayırarak öğrenebilirsiniz.
Yine deprem dışında yangın tedbirleri konusunda kaçımızın
evinde yangın söndürme tüpü var? Ya da iş yerlerimizde olan yangın söndürme
tüplerinin bakımları düzenli olarak yaptırılıyor mu? Ya da bu bilgileri
derleyerek habere çeviren kişi konuyla ilgili ne kadar bilinç sahibi? Yanıt
verelim. Muhabir Timuçin Özat. Yıllardır doğal afetler konusunda uzmanlardan
derlemeler toparlayarak veya bizzat iletişime geçerek bilgi alıyor ve köşe
yazısı ve haberlere herkesin anlayacağı şekilde yansıtıyor. “Yeraltından Notlar”
adında Deprem Topluluk (facebook) sayfasının yöneticisi ve bilimsellik dışında
paylaşımlara karşı! Kendisi aynı zamanda Gönüllü İtfaiyeci ve konuyla ilgili
teorik ve uygulamalı eğitimler aldı. Anadolu Üniversitesi Coğrafi Bilgi
Sistemleri Bölümü öğrencisi. Elbette onda konuyla ilgili eksiklikleri olduğunu
kabul ediyor.
Depremin yıkmayacağı tek şey BİLİNÇTİR!
Haber derleme: Timuçin ÖZAT
YORUMLAR