Kdz. Ereğli Belediye Meclisi Ekim ayı olağan toplantısı AKM Nikah Salonu’nda Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın başkanlığında gerçekleştirildi.
Belediye Başkanı Halil Posbıyık, gündem dışı konuşmasında, geçtiğimiz hafta içinde Kızılcapınar Barajı’nda verdiği mesajlar ardından OYAK/ERDEMİR’in yaptığı açıklamaya değindi. Açıklamanın yanlış, yanıltıcı ve gerçek dışı olduğunu belirten Posbıyık, HES Projesi’nin ÇED raporu olmadığı için mahkeme kararıyla durdurulduğu bilgisini verdi. Posbıyık, konuşmasında şunları söyledi:
“SAFFET BOZKURT, EREĞLİ SEVDASINDA BULUŞABİLDİĞİM ARKADAŞTIR”
Öncelikle, AK Parti grubundaki arkadaşlarıma hayırlı uğurlu olsun diyorum. Yeni ilçe başkanlarını seçtiler. Saffet Bozkurt benim çok değerli bir dostumdur. Partilerimiz farklı ama Ereğli sevdasında her zaman buluşabildiğim bir arkadaştır. O bakımdan memnuniyetimi ifade ediyorum ve hayırlı uğurlu olsun dileklerimi sunuyorum.
-HES YAPIMI MAHKEME KARARIYLA DURDURULDU-
Sizlere güzel bir haber vererek başlamak istiyorum. Daha başından beri mücadele verdiğimiz bir konu. Halkın suyunu kesmeye çalışan OYAK/ERDEMİR’e karşı bir hukuk mücadelesi başlatmıştık. Kızılcapınar Barajı’na HES kurmak için ÇED raporlarını yaptırmadılar. Ereğli’nin hayati meselesi olan su konusunda, ÇED raporlarını halktan gizli tuttular. Buna itiraz ettik. Hızlı bir çalışma yaptık. Belediye avukatlarına ve ayrıca Yakup Okumuşoğlu’na teşekkür ediyorum. Dün itibarıyla davayı kazandık. Şu anda Elektrik Santrali’nin yapılması durduruldu. Yeniden ÇED yapılacak. Bu, Ereğli halkının hakkını yemeye çalışanlara karşı yüce adaletin verdiği çok güzel bir karar ve güzel bir haber. Bu kararlar eminim devam edecek, çünkü haklıyız. Bir çok konuda davamız sürüyor.
-CUMA GÜNÜ BİZE 79 TANE DAVA AÇTILAR-
Zaten OYAK/ERDEMİR’in işi, bizi bol bol mahkemeye vermek. Haklarımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Elleri, kolları uzun. Bürokraside, siyasette, hükümette kolları her tarafa uzanabiliyor. Bizi çok küçük görüyorlar. Durmadan saldırıyorlar. Cuma günü 79 tane daha dava açtılar. Bunların işleri, güçleri bu. Ereğli halkını mağdur etmek. Ereğli halkının boğazını sıkmak. Ereğli Belediyesi’nin boğazını sıkmak. Bütün sevdaları bu. İşte biz bunları halka anlatıyoruz. Bundan sonra daha hızlı bir şekilde anlatacağız. Sürekli bilgilendireceğiz. Yeniden bir kitapçık hazırlıyoruz. Kademe, kademe gideceğiz. Tek başımıza da kalsak demokratik kurallar içerisinde bunlara karşı eylemlere başlayacağız. Hiç çaresi yok bu işin. Benim için makam önemli değil, belediye başkanlığı da siyaset de önemli değil. Benim için önemli olan, tek başıma da kalsam OYAK’ın Ereğli halkına ettiği zulümle mücadele etmek… Her şeyi göze alıyorum.
-DSİ ESKİ MÜDÜRÜ VE ÇED MÜDÜRÜ OYAK SAFLARINA KATILDI-
Şimdi bahsedeceğimiz HES davası nasıl başladı? DSİ Kastamonu Eski Bölge Müdürü Sait bey istifa ettirildi DSİ’den ve OYAK saflarına katıldı. Bunların en büyük özelliği bu. Bütün bürokratları vergi dairelerinden falan almak. Mesela geçenlerde eski ÇED Müdürü de istifa etti, OYAK saflarına katıldı. Bu bürokratlarla bütün belediyeleri, bizleri boğmaya çalışıyorlar. Ancak yüce adaletin bunlara izin vermediğini bir kez daha ifade etmiş olayım.
-OYAK/ERDEMİR’İN AÇIKLAMASINA ÇOK MEMNUN OLDUM-
Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketi’nin (ERDEMİR), 5 Ekim’deki kamuoyu açıklamasını memnuniyetle okudum. Memnun olma nedenim şu; bir yıldan uzun bir zamandır Kızılcapınar Barajı HES Projesi ile ilgili tüm yanlışları, kaygılarımızı, Ereğli halkının zararına doğacak sonuçları halkımızla, kamuoyuyla paylaşmamıza rağmen, ERDEMİR ve özellikle OYAK, bugüne kadar tek bir açıklama yapma gereği bile duymamıştı.
“Ereğli ve Ereğli halkının geleceği için aynı emellere sahip olduğumuz Sayın Halil Posbıyık’a konuya dair tüm süreçle ilgili bilgi vermeye hazırız” demişler. Böylece geç kalmış olsalar da Ereğli halkını muhatap almış oldular. Zaten iddiamız buydu, ‘Ereğli halkına onlara muhatap aldıracağım’ demiştim. Ereğli Belediyesi’ni muhatap alacaklar, demiştim. 1 sene uzun bir zaman ama en sonunda muhatap aldılar. Daha neler olacak neler.
-İRLANDALILAR OYAK YÖNETİMİNİ YANILTIYORLAR-
Bu açıdan memnun olduk ama bu kez de yaptıkları açıklama yanlış, yanıltıcı ve gerçek dışı. Kamuoyu açıklamasının gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi yok. Üstelik açıklama, OYAK yönetiminin hep iddia ettiğim gibi yanlış ve taraflı yönlendirildiği yolundaki izlenimimizi güçlendirdi. Bana zaman zaman soruyorlar İrlandalı kim diye. İrlandalı, Ereğli’nin aleyhinde uğraşanlar. Onlar mesajı aldı. Kıvrım, kıvrım kıvranıyorlar şu anda. Herkesi ilgilendirmiyor, çünkü siz İrlandalı değilsiniz, ben değilim çünkü Ereğli’ye kötülük yapmıyorum. Yine yanlış bilgiler vermişler. OYAK Yönetimi Ankara’da o güzel koltuklarında oturuyorlar, Ereğli’den haberleri yok. Ama KARDEMİR böyle değil. KARDEMİR’in yönetim kurulu üyeleri Karabük’te oturdukları için orada halkın çektiği hava kirliliğinden haberdarlar. Elektrik, hava gazı tüketim vergisinden hiçbir zaman imtina etmiyorlar. Yönetim Kurulu Başkanı diyor ki; ‘Halil, biz burada Karabük’te yaşıyoruz. Halkın çektiği sıkıntıları görüyoruz.’ Ama OYAK Yöneticileri Ankara’dan Ereğli’ye gelmiyor ki! Sizin sıkıntılarınızı görmezler. İşte onun için dünyadan haberleri yok. Alt kademeden bunları kandırıyorlar. Çünkü bugüne kadar çok büyük hatalar yapmışlar. ERDEMİR’i çok büyük sıkıntılara sokmuşlar. ‘Bunlar açığa çıkacak, bizi işten atacak’ diye korkuyor İrlandalılar.
Ayrıca hatırlatmak isterim; Ereğli halkı, siyasi parti temsilcileri, odaları ve dernekleri bir araya gelerek geleceğine sahip çıkmak için yaklaşık 1 yıl önce platform oluşturdu. Platformun oluşma nedenlerinden biri de HES projesinin eksik ve yanlışlıklarıdır. Platform sonrası Ereğli’ye gelen OYAK yönetimi, Ereğli halkını temsil eden şahsımı ve Sayın Kaymakamı bu görüşmeye davet etme gereği duymamıştı.
-OYAK YÖNETİMİ DOĞRU VE TARAFSIZ BİLGİLENDİRİLMELİ-
OYAK yönetiminin doğru ve tarafsız bilgilendirilmesi açısından şu noktaların altını çizme gereği doğdu:
Açıklamada “Bu protokol, Ereğli halkı ve Belediyesi aleyhine değil karşılıklı kazanımlar üzerine ve kamu yararı gözetilerek akdedilmiş protokoldür” deniliyor.
Pekiyi açıp bakalım protokolün 5.1 maddesine… Ne diyor protokol: Bu protokol biliyorsunuz altında 3 imza var. O dönemin belediye başkanı, o dönemin DSİ Genel Müdür Yardımcısı ve de ERDEMİR Genel Müdürü. Protokolde şöyle yazıyor:
“Baraj, DSİ’nin sulama, Erdemir’in endüstriyel su ve Belediyenin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere tesis edilmiştir.
Barajdan karşılanabilecek su miktarı, öncelikli olarak endüstri su ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılacak, kalan kısmı ile içme suyu ihtiyacı ve sulama suyu ihtiyacı karşılanacaktır.
(Ya bu baraja bana arıtma tesisi yaptırdı devlet. 50 milyon para ödüyorum. Her yıl 2 milyon borcumu ödüyorum belediye olarak. Arıtma Tesisi’ni ne diye yaptırdınız. Bu baraj 2045 yılına kadar senin suyunu verecek diye yaptırdınız. 250 bin nüfus tahmin edilmiş, barajda en ufak suyunuz eksilmeyecek denmiş)
Baraj seviyesinin Erdemir’in bir aylık su ihtiyacını karşılamayacak düzeye düşmesi halinde seviye tekrar 95,5m kotuna yükselinceye kadar su yalnızca Erdemir tarafından kullanılacaktır.
Barajdan verilen içme suyu miktarının ihtiyacı karşılamaması durumunda, Belediye içme suyu ihtiyacının kalan kısmını Gülüç Çayı üzerinde mevcut kaynak ve su alma yapılarından veya başka kaynaklardan meri mevzuat hükümleri çerçevesinde kendi imkanları ile karşılayacaktır.”
Dereden alsın belediye, diyor. Erdemir suyu alacak, Ereğli halkı susuz kalsın, diyor. 50 trilyon parayı niye veriyorum ben Arıtma Tesisi’ne… Çok açık değil mi! “Ereğli halkının kazanımları ve kamu yararı“ bu maddenin neresinde! Su azalınca öncelik Erdemir’in olacak ve halkın suyu kesilecek. Baraj seviyesi zaman zaman bu sınıra kadar gerileyebiliyor. 2013’te bu yaşandı. 2018’de musluklardan katran aktı. Şuanda da tehlikeli noktaya doğru gidiyor. Daha sonra da bu sınıra yaklaşıldığı dönemler oldu. Yani bu risk, kağıt üzerinde kalan bir durum değil, gerçeklik…
Su, en temel insan hakkı olan Yaşam hakkı demektir.
-SİZLERLE AYNI EMELLERE SAHİP DEĞİLİZ-
Bu durumda “Ereğli ve Ereğli halkının geleceği için aynı emellere sahip olduğumuz Sayın Halil Posbıyık” ifadesindeki Halil Posbıyık ben olamam. Sizlerle aynı emellere sahip değiliz. Reddediyorum.
Yine yaptıkları açıklamada;
“Baraj ve soğutma suyu Erdemir için hayati öneme sahiptir. Barajdan suyun sağlanamaması durumunda, yaklaşık 6 saat sonra fabrika sahasında entegre olarak üretim yapan tesislerin durması tehlikesi söz konusudur. Bu durumda Erdemir’in ürün üretememek/satamamaktan kaynaklanan zararlarının yanı sıra, en büyük zarar yüksek fırınlarda görülecektir. Bu sebeple yaşanabilecek kayıpların, doğrudan Ereğli’ye ve Ereğli işçisine ve Ereğli halkına yansıyacak olmasından dolayı, barajın tüm maliyetleri, yapılan protokole rağmen Erdemir tarafından karşılanmak suretiyle inşa edilmiş olup yine tüm maliyeti Erdemir tarafından karşılanarak işletilmektedir” deniliyor.
Üzülerek belirtmeliyim ki bu da OYAK yönetiminin yanlış ve taraflı yönlendirildiği düşüncemizi pekiştiriyor. Çünkü, yüksek fırınlarda soğutma suyu denizden sağlanıyor. 4 tane koca pompa var, tuzlu suyla beslenir. Bunu Ereğli’de yaşayanlar bilir. OYAK yönetimi bilmiyorsa Ereğli’de bulunmadıkları içindir. Benim Erdemir‘de çalıştığımı da unutmuş olmalılar. Bana sorsalar doğru bilgiyi verirdim. ERDEMİR zaten doğru yönetilmiyor. Bunu OYAK’ın Genel Kurul Üyeleri’ne yazacağım. ERDEMİR’de huzur yok. İşçi huzursuzluk içerisinde, emekliye ayrılmaya çalışıyor. Para saadet getirmiyor insana. Huzur olmadığı için çalışanlarda verim de yok. Bunlar sadece kur farkından, belediyenin parasını ödememekten para kazanmaya çalışıyorlar. Zaten Kızılcapınar Barajı ile Erdemir arasında soğutma suyu ile ilgili herhangi bir hat bulunmuyor. Fabrika sahasında kullandıkları suyu Gülüç bölgesindeki bent yapısından sağlıyorlar.
-BÜTÜN KORKULARI EREĞLİ HALKI GERÇEKLERİ ÖĞRENECEK DİYE-
Açıklamada ayrıca, “...yaşanabilecek kayıpların, doğrudan Ereğli’ye ve Ereğli işçisine ve Ereğli halkına yansıyacak olmasından dolayı...” ifadeleri kullanılmış. Yani Ereğli halkına ve Erdemir işçisine, yaşanabilecek olumsuzlukların sorumlusu olarak Belediyemizi gösterme çabası içindeler. Bunu kabul etmek ve anlamak mümkün değil. Suçlu olarak bizi göstermeye çalışıyorlar. Bütün korkuları Ereğli halkı yanlışları öğrenecek ve eyleme geçecekler diye... Zaten lokallerde başlamışlar eylemlere katılmayın demeye…
Ereğli halkına ve Erdemir işçisine nasıl sahip çıktıklarını hatırlayalım! “Ya 1400 işçi işten çıkarılacak ya da yüzde 35 maaş indirimi olacak” dedikleri ve çalışanları iki insafsız çözüm arasında bıraktıkları günleri Ereğli halkı hala unutmadı. Maaş indirimi yaptığı dönem, net karları 1 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2006 öncesinde kazancının 100’de 15’ini işçisine ücret olarak veren ERDEMİR, OYAK geldikten sonra kazancının bugün sadece 5.5’ini ödüyor. İşçinin cebine giren paralar azaldı. Ereğli’ye dağılan para azaldı.
-ERDEMİR PARA KAZANACAK DİYE EREĞLİ HALKININ SUYUNU KESTİRMEM-
Yine, açıklamada, 25 yıldır boşa akan sudan ve barajın kullanım şartlarında herhangi bir değişiklik olmadan enerjiye dönüştürülmesinden bahsediliyor. Ereğli halkının içme, kullanma suyu hakkı ve önceliği hiçbir ticari kaygıdan daha az olamaz. Erdemir para kazanacak diye Ereğli halkının suyunu hiç kimse kesemez. Kesebilecek delikanlı varsa çıksın ortaya. Biz diyoruz ki, öncelik halkın içme ve kullanma suyunda… Defalarca söyledim; halkın ihtiyacı karşılandıktan sonra bir damla su boşa akmasın, hatta bu konuda biz de katkı sağlayalım, tüm imkanlarımızla destek olalım. Bunları söyledik ama sesimizi duyuramadık.
-SU ERDEMİR’İN DEĞİL, HALKIN-
Bir de Ereğli ve Erdemir için kullanılacak ilave enerji yaratılmasından bahsediliyor. Erdemir kısmını anladık para kazanacaklar da Ereğli ile ilgili kısmını anlayamadık, üretilen enerjiyi bedava Ereğli halkına mı verecekler. Hala aynı zihniyet… Amaç, daha fazla kar…
Açıklamada, “Erdemir ve Ereğli halkı birbirinden ayrı düşünülemeyecek bir bütündür. Yarattığımız ekonomiyle, suyumuzla, istihdam gücümüzle her zaman Ereğli’nin bir parçası olmaya devam edeceğiz“ şeklinde ifadeler var.
“Suyumuz” ne demek! Su, Erdemir’in mülkiyetinde olabilir mi! Suyun tek sahibi vardır o da halktır. Erdemir, sadece, Kızılcapınar barajındaki suyun paydaşlarından biridir. “Suyumuz” diye ifade ettikleri bu yaklaşım, yasalar ve mevzuat gereği suyun her türlü kontrolünü sağlayan DSİ de dahil, diğer paydaşların yok sayıldığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yaratılan ekonomiye gelince, 2006 sonrasında Ereğli’de sac tüccarı, sanayici, esnaf, nakliyeci can çekişmekte, öyle zannediyorum gurur duyuyorsunuzdur, gurur duymaya devam edin. Bu işin bir sonucu olacak, hep böyle devam etmeyecek.
-41 GÜN SUYU KESMEK İÇİN BİZE GELDİNİZ-
Gelelim işin en çarpıcı yanına:
Açıklamada, “Ereğli halkının içme ve kullanma suyunu kesmek ve azaltmak aklımızın ucundan dahi geçmemiştir, geçmeyecektir” deniyor.
İnsaf ya insaf. DSİ Bölge Müdürü’nü devreye sokup defalarca bize geldiniz. Kendilerine soruyorum şimdi;
Ağustos ayında, DSİ Bölge Müdürlüğü ile birlikte en az 41 saat (önce 61 saat diye başladılar) kesinti yaparak Belediyemize ait isale hattının yer değiştirilmesi için görüşmeye gelmediniz mi?
Tüm ısrarlarınıza, baskılarınıza rağmen, Covid-19 salgınının yoğun olduğu bir dönemde su kesintisinin kesinlikle mümkün olmayacağını ifade etmedik mi?
-TEK AMACIMIZ EREĞLİ HALKININ MENFAATLERİNİ SAVUNMAK-
Diğer önemli bir husus ise çalışma arkadaşlarımla ilgilidir. ‘Halil Posbıyık’ı yanlış bilgilendiriyorlar! Neyi yanlış bilgilendirecekler. Sen Ankara’da koltuğunda oturuyorsun. ERDEMİR’i bilmiyorsun, iyi yönetemiyorsun ki! Beni kim yanlış yönlendirecek. Ereğli’de yaşım itibarıyla, ERDEMİR’de çalışmışlığım itibarıyla sosyolojik olarak Ereğli’yi, ERDEMİR’i en iyi tanıyanlardan, bilenlerden biri benim. O senin baraj dediğin yerin temelinde ben vardım. Sıcak haddehanelerin temelinde Himtaş’ta çalışıyordum, SFE France’de çalışıyordum. ERDEMİR’i bana mı anlatacaksınız da beni yanlış bilgilendirecekler. Ancak işte görüyoruz sizi yanlış bilgilendiriyorlar, Belediye ile kavga ettiriyorlar. Şahsımın ve tüm Belediye çalışanı arkadaşlarımın tek bir amacı vardır; gece gündüz demeden, Ereğli ve Ereğli halkının menfaatlerini sonuna kadar savunmak… Savunacağız da… Bırakmayacağız bu işin peşini.
-MAHKEME KARARINI UYGULAYIN-
Ereğli ve Ereğli halkı için verdiğimiz tüm mücadelemiz ve haklılığımız, Zonguldak İdare Mahkemesi’nin 2019/1002 Esas, 2020/606 Karar- 18.09.2020 tarihli kararı ile hukuken tescillendi. İlgili mahkeme tarafından “ÇED gerekli değildir” kararının hukuka ve mevzuata uygun olmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle dava konusu olan, “ÇED gerekli değildir” kararı iptal edildi. Şimdi derhal mahkeme kararının uygulanmasını bekliyoruz.
-OYAK YÖNETİMİNİ EREĞLİ’YE DAVET EDİYORUM-
Diğer tüm OYAK-ERDEMİR konularında olduğu gibi, Kızılcapınar Barajı HES projesinde de Kdz. Ereğli halkının hakkını savunacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Ereğli halkının verdiği yetki ve sorumlulukla, tüm gücümüzle, ekip arkadaşlarımla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. OYAK yönetimine açık çağrı yapıyorum. Çözüm bekleyen bütün konuları konuşmak ve doğru bilgilenmelerini sağlamak için kendilerini Ereğli’ye davet ediyorum.
-YERLERİMİZ İŞGAL EDİLMİŞ VAZİYETTE-
Cumartesi pazarında, Echomar Hastanesi karşısında fabrika içerisinde, Gülüç Irmağı'nın üzerinden geçen köprünün karşısında belediyenin 10 bin metrekare alanı var. Echomar Hastanesi karşısında duvarların arkasında 2 bin 500 metrekare parselimiz var. Ayrıca bin metrekare de park alanı var. Buraya kimseyi sokmuyorlar. Yerlerimiz işgal edilmiş vaziyette. Mahkemenin tayin ettiği bilirkişiler o alanlarda incelemelerine devam ediyor. Bizim emlak vergimizi vermiyorlar. Onu da alacağız. Gelin anlaşalım, dedim. Ceza ve gecikme faizlerini almadan asgari bir para vermek üzere geçmişi bırakalım dedik. Gelmediler. Yine mahkemeye gittiler. Türkiye'de elektrik, havagazı, tüketim vergisini ödemeyen tek firma OYAK'tır. Her ay aldığımız 500 bin lira parayı kestiler.
-ERDEMİR'İN BİR ÇOK TESİSİ RUHSATSIZ-
ERDEMİR içerisindeki birçok tesis ruhsatsız. Bunlar ruhsatsız yerlerine aynı vatandaşlar gibi imar kayıt belgesi almak için müracaat ettiler. 600 yerde imar kayıt belgesi için müracaatlarını yaptılar. Biz bunlara çağrıda bulunduk. İmar kayıt belgelerini bize getirin diye… Bize gelmedikleri için fabrika sahasına elemanlarımızı gönderdik. En boy kodlarına bakıldı, çok sağlıklı bir çalışma yapıldı. Burada yaklaşık 287 milyon ceza kesildi. Bunun sadece birincisi biliniyor. Bir gazetede çıktığı için onlar da bunu bildirmek zorunda kaldılar. Ondan sonra kesilen 4 cezayı bildirmediler, kongre üyeleri de bunu bilmiyor.
-300 MİLYON LİRA İMAR CEZASI KESTİK-
ERDEMİR, Ereğli'ye sadece imar cezalarından yaklaşık 300 milyon lira para ödemek zorunda. İmar Kanunu’nda maddeler açık. Biz dedik ki gelin imar kayıt belgelerini bize verin. İmar kayıt belgelerini verdikten sonra çok cüzi bir rakam çıkıyor, gelin halledelim, dedik. Hayır hukuka gideceğiz, dediler. Dava devam ediyor, kazanacağımıza eminim. Bize sadece biraz zaman kaybettirirler. Vatandaş imar kayıt belgelerini veriyor, bunlar vermiyor. İmar kayıt belgeleri doğru yapıldıysa zaten cezayı da alamayız. ERDEMİR bize, yasalara rağmen kayıt belgelerini vermiyor. Çevre İl Müdürlüğü'ne yazı yazdık. Bakanlığa gidildi. İmar kayıt belgelerini ver diye ERDEMİR'e yazı yazıldı, yine vermiyor. Bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Savcılığın bu konuda karar vermesini bekliyoruz.
POSBIYIK, MECLİS TOPLANTISINDA ÖNEMLİ MESAJLAR VERDİ
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, meclis toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Kızılcapınar Barajı’na yapılan HES Projesi’nin ÇED raporu nedeniyle mahkeme kararıyla durdurulduğunu müjdeleyen Posbıyık, OYAK Yönetimine bir kez daha çağrıda bulundu: “Çözüm bekleyen bütün konuları konuşmak ve doğru bilgilenmelerini sağlamak için kendilerini Ereğli’ye davet ediyorum.”
07 Ekim 2020 - 18:50
Bu haber 721 defa okunmuştur.
YORUMLAR