"BESİ HAYVANLARINI ANCAK BELGESELLERDE GÖRÜRÜZ"
Besiciler ve süt üreticileri Ünal Demirtaş ve beraberindekilere şunları anlattı;
Geçmişte hayvancılıkla iki çocuğunu evlendirdiğini söyleyen bir besici; “3-4 sene önce 20’nin üzerinde ineğim vardı. Şimdi kendi ihtiyacımız için sadece 1 tane kaldı. 4 sene önce makinaya taktın mı 40 litre süt aldığım ineğim vardı. Artık belgesellerde biz görürüz hayvanları, şurada son 6 aydır bizim köy aşağı yukarı 200 haneye yakın, 2 tane olan hayvanını bire düşürdü. 2 gün önce 280 liraya proteini olmayan kepeği deftere yazdırarak aldım. 20 proteinli yem 350 lira olmuş, nasıl alıp hayvana vereceksin? Ben hayvancılıkla, bir senenin içinde iki tane çocuk evlendirdim, hayvancılıkla yaptım. Şimdi şu anda 7 hayvanla bir düğün yapamazsın. 4 dönüm de fındığım var. Mazot parası dahil artık elime geçen para 790 lira. 790 liraya 2 ton bulgur alınmıyor şu anda” dedi.
YEM FİYATLARI %200 ARTTI
Yem fiyatlarının %200 artmasından şikayetçi olan bir besici de yaşadığı sorunları şu şekilde; “Geçen seneye göre, bunu herkese diyorum, kasap dükkanım da var benim, etin pahalı olduğundan şikayet ediyor ama Türkiye’de şu anda en ucuz et. Geçen sene bu dönem yemi 100 liraya alıyordum şimdi 290-300 liraya alıyorum . Yeme %200 zam geldi, et geçen sene 60 liraydı bu sene 120 lira, kim kazandı? Yem 300 lira, geçen sene 100 liraya alıyordum. 60 civarı hayvanım var şu anda, olsa ne olacak bakamıyoruz ki.
Bu hayvanın ortalama 5 çuval yem yemesi lazım ayda, biz 3 çuvalla idare ediyoruz artık. Ben bir dönüm yer sürmedim,55 dönüm yerim var.1 dönüm ekemedim. Nasıl ekeyim, mazota dün yine zam geldi, nasıl ekeceğim? Mazotu ucuz versin yeter, ben ekerim, dönüm başı hesaplasın öyle versin, fazlasını istemiyoruz zaten, fazlasına gerek yok. Sabahtan beri bir tane hayvan satmadım, koşturuyoruz, kim alacak ki, hani bir tane alacak yok, gelen vatandaşın %90’ı esnaf, alıcı yok ki. Ortalama bir hayvanın günlük masrafı 40 lira, eğer sağlıklı bir hayvansa 40 liradan aşağıya kurtarmaz bu hayvan”
Oğlu ile birlikte çalıştığını ifade eden bir başka besici de; “Bugün 10 tane ineğin olduğunu düşün, 10 tane ineğe sütle bakamıyorsun, sana değil ineklere bakamıyorsun. Kendi emeğini kendi işini bir kenara bırak hayvanlara bakamıyorsun. Yal fiyatı 300-400 liraya çıktı da bana verirken niye benim sütün fiyatı 7-8 liraya çıkmadı, besi yükseldiyse süt de yükseldi değil mi?” İki tane ev bakıyorum, ben çalışıyorum, oğlan çalışıyor öyle destek veriyoruz. Hayvan kendine bakamıyor. Bizden yiyor. Bize de vermese bizden de yemese yine sıkıntı yok. Bakamadık ki. Geçen sene 120 lira olan yem bu sene 300 lira. Birçok yer aynı, köylü olarak da gezin. Nereye gezesen gezin aynı” dedi.
Bir süt üreticisi ise; “Sütün litresi 4 lira. Şimdi sen, bana para vermiyorsun, yem veriyorsun. Piyasada yem 280 lira atıyorum, sen getiriyorsun bana 320 liradan veriyorsun. Yemin fiyatı 40-50 lira artıyor burada. En büyük sıkıntı burada. Sana verdiğim sütün parasını alıp senden, istediğim yerden yemimi alabilsem 25-30 lira ucuza alacağım. Ben mesela geçen 1 çuval,1 teneke yemle 60 lira fiyat farkı var arada. Marketle fabrikanın bana verdiği fiyat farkı 60 lira” şeklinde yaşadığı sorunu anlatırken, bir başka süt üreticisi ise “Benim 10 tane ineğim vardı 5’e düştü. Aşağı yukarı 2 ay oldu satalı. Biz kendimiz bizatihi iş yapıyorduk. Vatandaşın ayağına götürüyorduk. Vatandaşa dedik böyle böyle yem fiyatları arttı. Bir çoğu süt almayı bıraktı.
Emekli maaşı ile geçinemeyen ve besicilik yapan bir vatandaş da; “15 tane ineğim vardı.1 tane bıraktım. Kuyumcu hayvancılık yapıyor kardeşim. Ne biliyor hayvancılığı? Koyun ile keçiyi bilmiyor adam. Devletten destek alıyor 300-500 milyar. Gidiyor altına yatırıyor, bana ver 50 tane hayvan, ben üreteyim, bana niye vermiyor? Ben 2002’den bu yana Ak Parti’ye verdim oyumu. Şimdi bekliyoruz işte günümüzü dört gözle. İple çekiyorum. Ben emekliyim, hiç asgari ücretin altında emekli maaşı yok. Bana 2 bin 500 lira emekli maaşı veriyorsun. Asgari ücretin altında emekli maaşı mı olur? İş Bankasından alıyorum, Ziraat Bankası’nı kapatıyorum, Ziraat’ten çekiyorum, Vakıf’a gidiyorum, seneyi böyle tamamlıyorum. Sonum icra, evimi alacakmış, gelsin alsın. Ankara’dan beri, meclisten beri buraya fetva vermeyecekler” şeklinde sorunlarını anlattı.
"HÜKUMET HALKTAN KOPMUŞ"
Besiciler ve süt üreticilerini ziyaretini ardından bir değerlendirme yapan CHP’li Demirtaş; “Yaşadığı sorunlar tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerin boyunu aşmış durumda. Hayvan üreticileri artık iflasın eşiğinde. Yem fiyatları geçen yıla oranla %200 artmış durumda. Besiciler artık hayvanlarını besleyecek yem alamıyorlar. Bir zamanların tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biri olan Türkiye, yanlış tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle bugün bu noktada. Besicilerimiz, ‘Böyle giderse koyunları, inekleri belgesellerde izlersiniz’ diyor. Bu kötü durumdan acilen kurtulmak lazım” dedi.
"SANAYİ SİTESİ ESNAFI MALİYET ARTIŞLARI NEDENDİYLE SIKINTI YAŞIYOR"
Kdz Ereğli İlçe Örgütü, Belediye Meclis ve İl Genel meclisi üyeleri ile birlikte Kdz. Ereğli Belen Sanayi Sitesini de ziyaret eden Ünal Demirtaş; “Sanayi Sitesi esnafı sektörüne ve malzemesine göre özellikle %70’den %500’e varan maliyet artışlarından ve adet bazında satışlarında ki %50-60’lara varan düşüşlerden, elektrik, akaryakıt ve gıda fiyatlarındaki artışlardan şikayetçi. Öte yandan bu maliyet artışlarının tamamını müşteriye yansıtmadıklarını ve hatta müşteriye mahçup olup, utandıklarını ifade ettiler. Bazı sektörlerde durum oldukça kötü. Önümüzde ki 1 yılda da hiç kimse işlerin düzeleceğine inanmıyor” dedi.
"EKONOMİK KRİZ DERİNLEŞİYOR"
Hem Subaşı hayvan pazarında hem de Belen Sanayi Sitesi’nde yaptığı ziyaretlerle ilgili olarak Ünal Demirtaş; “ Ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor ve kriz tüm vatandaşlarımızı derinden sarsıyor. Ancak hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın. Türkiye yeniden üretecek, çiftçimizin, besicimizin ve sanayi esnafımızın yüzü Millet İttifakının iktidarında yeniden gülecek” şeklinde konuştu.
YORUMLAR